Kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar hakkında merak edilenleri bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, aşağıda bulunan “yorumlar” bölümünden bizlere iletebilirsiniz.
Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlar Nelerdir?
Mahkeme tarafından verilen bir kararın uygulanabilmesi için, icra takibi başlatılması gerekir. Bu yönüyle icra takibi, mahkeme tarafından verilen kararın uygulanmasını sağlar. Ancak mahkeme tarafından verilen kararların uygulanmasında icra takibi başlatabilmek için bazı kriterler aranır. Bu kriterlerden en önemlisi, mahkeme kararının kesinleşmesi kriteridir.
Mahkeme kararının kesinleşmesi, verilen karara karşı taraflarca itiraz edilmemesi veya itiraz edilmişse itirazların değerlendirilip nihai olarak karara bağlanması halinde mümkündür. Bir mahkeme kararının kesinleşmesi tarafların bu karara itiraz etmemesine bağlıdır. Eğer karara itiraz edilmişse mahkeme kararının kesinleşmesi için artık Yargıtay veya Bölge Adliye Mahkemesinin denetiminden geçmelidir.
Mahkeme kararlarının icra marifetiyle yerine getirilmesini istemek için kural olarak kararın kesinleşmesi gerekmemektedir. Ancak bazı mahkeme kararları, kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlardandır. Bu kapsamda aşağıdaki hallerde mahkeme kararının icraya konabilmesi için mahkeme kararının kesinleşmiş olması gerekir:
- Taşınmaz mala ve taşınmaz üzerindeki ayni haklara ilişkin ilamlar
- Aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar (Bazı nafaka kararları istisnadır)
- Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının tenfizine ilişkin verilen ilamlar
- Menfi tespit veya istirdat davalarında verilen ilamlar
- Kira bedelinin tespitine ilişkin ilamlar,
- Tazmine ilişkin hüküm içeren Sayıştay ilamları,
- Ceza mahkemesi kararlarının yargılama giderlerine ilişkin kısmı,
- Menfi tespit davalarında tazminata ve yargılama giderlerine ilişkin kısmının icrası,
- İstihkak davasının kabulüne ilişkin karardaki yargılama giderlerine ilişkin kısmın icrası,
- Bayrağına ve sicil kaydı olup olmadığına bakılmaksızın bütün gemilere ve bunlarla ilgili ayni haklara ilişkin ilamlar,
- İcra mahkemelerince itiraz ve şikayet başvuruları üzerine verilen ilamlar
Yukarıda belirttiğimiz davalarda verilen kararın icraya konulabilmesi için kararın kesinleşmesi gerekmektedir. Bu davalar dışındaki kararları ise kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar olarak nitelendirmek mümkündür.
Aile Mahkemesi Ara Kararları Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?
Aile Mahkemesi, yapacağı yargılama neticesinde nihai bir hüküm verir. Söz konusu nihai hükmün verilmesi ise yaklaşık 1,5-2 yıl sürebilmektedir. Geçen sürede hak kayıpları yaşanmaması için getirilen “ara karar” kurumu düzenlenmiştir. Hakim, vereceği ara kararlar ile nihai hüküm oluşmadan önce bazı hususları tedbir niteliğinde karara bağlayabilir.
Aile mahkemeleri tarafından verilen ara kararlar, mahiyeti itibariyle tedbiren verilmektedir. Bu sebeple aile mahkemesi ara kararları kesinleşmeden icraya konulabilir. Bu kararların kesinleşmesini beklemek, mahkemenin karar verme amacına aykırı olacaktır. Dolayısıyla aile mahkemesinde ara karar ile geçici velayet, kişisel ilişki, tedbir nafakası ve benzeri ara kararlar tesis edildiğinde bu kararın uygulanması için kararın kesinleşmesine ihtiyaç bulunmamaktadır. Aile mahkemesi ara kararları kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlardandır.
Tazminat Kararı Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?
Maddi tazminat ve manevi tazminata ilişkin kararlar, kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar arasında değildir. Bu kapsamda hem maddi tazminat hem de manevi tazminat davaları sonrasında verilen kararlar, kesinleşmeden icraya konulabilir. Ancak boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar için aynı kurallar geçerli değildir. Nitekim boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat, boşanma kararının kesinleşmesine bağlıdır. Boşanma kararı kesinleşmeden, boşanmaya bağlı olarak hükmedilen maddi tazminatın ve manevi tazminatların icraya konulması mümkün değildir. Ancak boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ayrı bir dava ile hükmedilen tazminat kararlarının icraya konabilmesi için tazminat kararın kesinleşmesi gerekmemektedir.
Ayrıca menfi tespit davalarında hükmedilen tazminatlar da kesinleşmeden icraya konulamaz. Bu yönüyle menfi tespit davasında hükmedilen tazminatlar, kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar arasında yer almaktadır.
Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?
Mal rejiminden kaynaklanan davalar, tarafların yalnızca malvarlığını etkileyen davalardır. Tarafların şahsi veya ailevi varlıklarında bir değişiklik meydana getirmezler. Bu sebeple kesinleşmeden icraya konmaları mümkündür ve kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar arasında yer almaz. Boşanma davalarında olduğu gibi kararın kesinleşmesi gerekmez. Nitekim mal rejiminden kaynaklanan davalar, boşanma davasından ayrı davalardır.
Yargıtay 8.Hukuk Dairesi, 2014/5438 E., 2015/5540 K., 09.03.2015 K.T. “Takip dayanağı …… Aile Mahkemesi’nin katılma alacağına ilişkin 2011/790 Esas ve 2013/1532 Karar sayılı ilam, Medeni Kanun’un 227 ve devamı maddelerine dayalı katılma alacağı ve eşya alacağına ilişkin olup, bu nevi ilamlar konu olarak anılan Kanun’un “Aile Hukuku” kitabında yer alsa da, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlardır. Bu nitelikleri itibariyle de katılma ve eşya alacağına ilişkin ilamlar ile bu ilamların feri niteliğindeki ilam vekalet ücretinin diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmaları mümkündür. Yukarıda yer alan Yargıtay kararından da anlaşıldığı üzere; mal rejimi davası aile hukuku alanında yer almasına rağmen sonuçları itibariyle kişilerin mal varlığını etkileyen davalardır. Bu sebeple mal rejiminden kaynaklanan kararların kesinleşmeden icraya konabilir.” |
Vekalet Ücreti, Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlardan Mıdır?
Mahkemeler tarafından hükmedilen vekalet ücreti, avukatın hukuki yardımda bulunması sebebiyle hak edeceği ücrettir. Söz konusu vekalet ücreti, karara bağlı olarak hükmedilmekte ve bir yönü ile kararın fer’i sayılmaktadır. Bu kapsamda vekalet ücretleri bakımından asıl karara bakmak gerekir. Vekalet ücretine konu karar, kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar arasındaysa, kararın kesinleşmesini beklemek gerekir. Ancak kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlardan biri değilse; bu durumda kararın kesinleşmesine ihtiyaç bulunmayacaktır. Söz gelimi boşanma davası ile birlikte hükmedilen mahkeme avukatlık ücretinin tahsilini sağlayabilmek için kararın kesinleşmesi gerekir. Nitekim boşanma davaları, aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar arasında yer almaktadır. Ancak mal rejiminin tasfiyesinden doğan davalarda hükmedilen avukatlık ücretleri bakımından kararın kesinleşmesine ihtiyaç bulunmamaktadır.
Ceza Mahkemesi Kararları Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlardan Mıdır?
Ceza mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde verilen hapis veya adli para cezaları, icra işlemlerinin konusunu oluşturmaz. Bu kararların icrası infaz hukuku ile sağlanır. Ancak ceza yargılaması neticesinde, tazminat ve yargılama giderlerinin ödenmesine karar verilebilir. Ceza ilamında yer alan tazminat ve yargılama gideri kararlarının icra yolu ile yerine getirilmesi mümkündür. Ancak bunun için verilen ceza ilamının kesinleşmiş olması şarttır. Bu yönüyle ceza mahkemesi tarafından verilen kararlar da kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar arasındadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/1873 E., 2021/230 K., 09.03.2021 K.T. “6100 sayılı …nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK.nun 443/1 (HMK. 367/1 m.) maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir. Yukarıda yer alan Yargıtay kararından da anlaşıldığı üzere; ceza yargılamasında hükmedilen tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kararların icra marifetiyle yerine getirilmesi mümkündür. Ancak ceza ilamının kesinleşmiş olması şarttır.” (Kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar) |
Ortaklığın Giderilmesi Davası Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlardan Mıdır?
Ortaklığın giderilmesi davası, bir malın ortaklar tarafından paylaşılmasına ilişkindir. Bu davalar, mahiyeti itibariyle gayrimenkulün aynına ilişkindir. Bu sebeple ortaklığın giderilmesi davalarında, karar kesinleşmeden icraya konulamaz. Bu kapsamda ortaklığın giderilmesinde verilen kararlar, kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar arasındadır.
İfade etmek gerekir ki gayrimenkulün aynına ilişkin davaların icraya konması için, kesinleşmiş olmaları şarttır. Aksi halde telafisi imkansız durumlar meydana gelebileceğinden kesinleşme şartı aranır.
İcra Mahkemesi Şikayet Üzerine Verdiği Kararları Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?
İcra ve İflas Kanunu’nun 363. Maddesinin 4. Fıkrasında “İstinaf yoluna başvuru satıştan başka icra işlemlerini durdurmaz” şeklinde hükme yer verilmiştir. Söz konusu hükmün düzenlenme amacı kararı istinaf ederek icra yollarındaki işleyişi yavaşlatmak isteyen taraflara engel olmaktır. Bu sebeple icra Mahkemesi tarafından verilen kararların kesinleşmeden icraya konması mümkündür.
Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlar İçin Kesinleşme Şerhi Ne Zaman Alınır?
Kesinleşme şerhi, mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde verilen nihai hükmün kesinleştiği ifadesini içeren bir tutanaktır. Kesinleşme şerhi alınabilmesi için öncelikle kararın kesinleşmesi gerekir. Kesinleşme şerhi, kesinleşmeden icraya konulamayacak kararların icra işlemleri bakımından da büyük öneme sahiptir. Kesinleşme şerhinin ne zaman alınacağı sorusuna cevap verebilmek için kararın nasıl kesinleştiğini irdelemek gerekir.
Yerel Mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde nihai bir hüküm verilir. Verilen bu hüküm kesin değildir. Taraflar dilerse bu hükmü istinaf edebilirler. İstinaf süresi ceza yargılamasında 7 gün, hukuk yargılamasında ise 15 gündür. Bu sürelerin, istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın geçirilmesi halinde karar kesinleşir ve artık kesinleşme şerhi yazılması gerekir.
Diğer yandan taraflar, karara itiraz etmiş olabilir. Bu takdirde verilen hükmün istinaf mahkemesi, Yargıtay gibi kurumların denetiminden geçmesi beklenir. Karar kesinleştikten sonra, kararı veren mahkemenin kalem müdürü kesinleşme şerhini yazar ve bu şerh hakim tarafından imzalanır. Söz gelimi istinaf edilmeksizin geçirilen bir hukuk davasında kesinleşme şerhinin alınması yaklaşık 1,5 ay kadar sürmektedir.
Yorumlar