Boşanan kadının hakları hakkında merak edilenleri bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, aşağıda bulunan yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda randevu almak için bizlere ulaşabilirsiniz.
Boşanma Davası Açan Kadının Ayrı Yaşama Hakkı Doğar Mı?
Evlilik birliği içerisinde eşlerin, birlikte yaşama yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülüğe aykırı davranan taraf aleyhine boşanma davası açılması dahi mümkündür. Ancak birlikte yaşama kuralının istisnaları bulunmaktadır. Bu istisnalardan biri de boşanma davası açılmasıdır. Boşanma davasının açılmasıyla birlikte eşlerin ayrı yaşama hakkı doğar. Boşanma davasını açıp aile konutundan ayrılan eşin, aile konutunu terk ettiği veya aile konutuna dair sorumlulukları yerine getirmediği iddia edilemez. Nitekim boşanma davası devam ederken eşlerin birlikte yaşamaya mecbur bırakmak mümkün değildir. Dolayısıyla ayrı yaşama hakkı, boşanan kadının hakları arasındadır.
Boşanma Davası Açan Kadın Koruma Kararı İsteyebilir Mi?
Koruma Kararı, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’dan kaynaklanan bir önleyici nitelikte bir tedbir kararıdır. 2012 yılından itibaren ülkemizde uygulanan bu kanunun amacı, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesidir. Bu kapsamda koruma kararı talebinde bulunmak boşanan kadının hakları arasındadır.
Koruma kararı talebinde bulunmak için, boşanma davasının açılıp açılmamasının esasen hiçbir önemi bulunmamaktadır. Yine benzer şekilde boşanma davasında haklı olup olmamanın da koruma kararı talebinde bulunmak bakımından hiçbir önemi yoktur. Nitekim yukarıda da açıkladığımız üzere koruma kararının amacı, her türlü şiddetin önlenmesidir. Bu kapsamda boşanma davası açan kadın koruma kararı isteyebilir.
Aile Konutunun Kadına Tahsis Edilmesi Mümkün Mü?
Boşanma davası açıldığında boşanma davasına bakan hakim, bazı konularda önlemler alma yetkisine sahiptir. Bu yetkilerin neler olduğu Medeni Kanun’un 169. maddesinde düzenlenmiştir.
Medeni Kanun 169 – Geçici önlemler
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır. |
Kanundaki düzenlemeye göre, boşanma davası açıldığında hakim, eşlerin barınması konusunda geçici önlemleri alması gerekir. Üstelik burada kanun re’sen ifadesine yer verdiği için hakimin bu konudaki önlemler, taraflar talepte bulunmamış olsa dahi kendiliğinden alması gerekir. Bu kapsamda aile konutunun tahsis edilmesi talebinde bulunmak boşanan kadının hakları arasındadır.
Aile konutunun tahsis edilmesi için boşanma davasının açılması da şart değildir. Boşanma davası açılmadan da uzaklaştırma kararı ile ile aile konutunun tahsisini talep etmek mümkündür. Nitekim 6284 sayılı kanun çerçevesinde müşterek konutun taraflardan birine tahsisi mümkündür.
6285 Sayılı Kanun madde 5- Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir kararları MADDE 5 – (1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir: a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması. b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi. c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması. ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması. d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması. e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi. f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi. g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi. ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi. h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması |
Kanundaki düzenlemeye göre şiddetin fiziksel, psikolojik, ekonomik ve benzeri şekilde herhangi bir şiddete maruz kalan kadın, boşanma davası açmamış olsa dahi şiddet uygulayan kişinin müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun kendisine tahsis edilmesini talep edebilir.
Boşanan Kadının Hakları Arasında Velayet Talep Etmek Var Mı?
Boşanma davasına bağlı olarak karar verilecek hususlardan biri de velayet konusudur. Boşanma davasına bakan mahkeme tarafların müşterek çocukları varsa velayet, konusunda mutlaka karar verir. Böyle bir durumda velayet konusundaki taleplerin görmezden gelinmesi mümkün değildir.
Bununla beraber boşanma davasının kesinleşmesi sonrasında velayet davası açmak da mümkündür. Bu kapsamda boşanan kadının hakları arasında velayet talep etmek vardır. Boşanan kadın, zaman içerisinde değişen koşullar sebebiyle velayet hususunun yeniden değerlendirilmesini hakimden talep edebilir. Örneğin boşanma davasında müşterek çocuğun velayeti annenin ekonomik koşullarının iyi olmaması sebebiyle babaya bırakılmış olabilir. Zaman içerisinde ekonomik anlamda iyileşen anne, velayet hususunun yeniden değerlendirilmesi ve velayetin kendisine bırakılması için velayet davası açabilir. Velayet davası bakımından göz önüne alınacak en önemli kriter ise çocuğun üstün menfaatidir.
Kadın, Yatılı Olmadan Kişisel İlişki Kurulmasını İsteyebilir Mi?
Kadın, müşterek çocuk ile baba arasında kurulacak olan kişisel ilişkinin yatılı olmayacak şekilde düzenlenmesini talep edebilir. Bu yöndeki talebin mahkemece alınacak uzman görüşü ile desteklenmesi halinde talebin kabul edilme ihtimali yüksektir. Çocuğun babadan korkması, babanın ahlaka veya çocuk düzenine aykırı bir hayat yaşaması gibi sebeplerle çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin yatılı olmayacak şekilde düzenlenmesi talep edilebilir. Bu kapsamda yatılı olmadan kişisel ilişki kurulmasını talebinde bulunmak, boşanan kadının hakları arasındadır.
Boşanan Kadının Hakları Arasında Tedbir Nafakası Var Mı?
Tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının boşanma davası devam ederken hükmedilen halidir. Bu kapsamda boşanma davasının açılmasıyla birlikte mahkemeden tedbir nafakasına hükmedilmesi talep edilebilir. Bu doğrultuda dava devam ederken hem müşterek çocuğun giderleri için ayrı olarak hem de boşanma sebebi ile yoksulluğa düşecek olan eş için ayrı olarak nafaka ödenmesine hükmedilir. Dolayısıyla tedbir nafakası talebinde bulunmak da boşanan kadının hakları arasındadır.
Boşanma davası kesinleştiğinde ise tedbir nafakası iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasına dönüşür. Bununla beraber boşanma aşamasında olan kadın talep etmese dahi hakim kendiliğinden tedbir nafakasına hükmedebilir. Hakimin boşanma davası süresince gerekli önlemleri alma yükümlüğü Medeni Kanun ile düzenleme altına alınmıştır.
Medeni Kanun 169 – Geçici önlemler “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır” |
Boşanma Davasını Kadın Açarsa Nafaka Alabilir Mi?
Boşanma davasını kimin açtığı hakların korunması bakımından hiçbir fark yaratmamaktadır. Boşanma davasını önce kadın açtığı durumda da erkek açtığı durumda da nafaka hükmedilmesi için gerekli şartları oluşmuşsa nafakaya hükmedilir. Bu kapsamda nafaka talebinde bulunmak boşanan kadının hakları arasındadır.
Boşanma davasının kadın tarafından açılması halinde nafaka alınamayacağına dair halk arasında yanlış bir bilgi mevcuttur. Dava açmak bakımından önem arz eden tek nokta tam kusurlu olan tarafın dava açamayacağıdır. Nitekim hukukumuzda kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak talep edemeyeceği ilkesi düzenlenmiştir. Bu kapsamda tam kusurlu olan taraf boşanma davası açsa dahi davası reddedilecektir.
Boşanmada Kadının Tazminat Hakkı Ve Kusur Tespiti Nasıl Yapılır?
Boşanma davasında tazminat belirlenmesi bakımından en önemli olan unsur, “kusur” unsurudur. Nitekim kusur olmadığı sürece tazminattan da bahsedilemeyecektir. Bu kapsamda boşanan kadının hakları tazminat bakımından belirlenirken öncelikle karşı tarafın boşanmaya neden olan olaylardaki kusuru tespit edilip kusur seviyesi ile orantılı bir miktarda tazminat tayin edilecektir.
Bununla beraber boşanma davasında tazminat belirlenmesi bakımından tarafların ekonomik durumları da önem arz etmektedir. Örneğin ekonomik refah seviyesi yüksek ve zina fiillerinde bulunan bir kimsenin boşanma sebebiyle ödeyeceği tazminat miktarı yüksek olacaktır. Buna karşılık hem ekonomik refah seviyesi düşük olan bir kişi aynı fiillerde bulunduğunda ödemesi gereken tazminat miktarı daha düşük olacaktır. Yargıtay 2.Hukuk Dairesi tazminat belirlemesinde dikkate alınması gereken unsurları tek tek saymıştır. Bu kapsamda tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat tazminat belirlemesinde özellikle dikkate alınır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/5473 E. 2020/5862 K. 18.11.2021 T. “Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekir.” (Boşanan kadının hakları) |
Boşanan Kadının Hakları Arasında Manevi Tazminat Var Mı?
Boşanma davasında kadının sahip olduğu haklarından bir tanesi de manevi tazminattır. Boşanma davasında manevi tazminat, boşanma sebebiyle kişilik hakları saldırıya maruz kalan tarafa ödenmesi gereken tazminat türüdür. Kişilik hakları, insanın insan olmasından kaynaklanan ve vazgeçemeyeceği haklar bütünüdür. Bu kapsamda insanın varlığı ve gelişimi için gerekli olan tüm haklar, kişilik hakları kapsamında değerlendirilir.
Boşanmaya sebep olan olayların kadının kişilik haklarına zarar vermesi halinde ödenecek tazminat türü de manevi tazminattır. Örneğin eşinin zinasına maruz kalan veya şiddete uğrayan bir kadının kişilik haklarının ağır şekilde saldırıya maruz kaldığından söz edilir. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde en önemli kriter ise tarafların kusur oranları ve ekonomik durumlarıdır. Bu kapsamda manevi tazminat talebinde bulunmak boşanan kadının hakları arasındadır.
Boşanan Kadının Hakları Arasında Maddi Tazminat Var Mı?
Boşanma davasında tarafların, manevi tazminat hakkı olduğu gibi bir de manevi tazminat hakkı vardır. Boşanma sebebiyle ödenecek olan maddi tazminat, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya da az kusurlu tarafın ödemesi gereken tazminat türüdür.
Kadının maddi tazminat talep edebilmesi için kusursuz veya daha az kusurlu taraf olması gerekmektedir. Bununla beraber tazminat miktarının belirlenmesinde karşı tarafın kusur oranı ve tarafların ekonomik durumları önem arz eder. Bu kapsamda maddi tazminat talebinde bulunmak boşanan kadının hakları arasındadır.
Boşanan Kadın Ziynetlerini İsteyebilir Mi?
Boşanan kadının evlilik sebebiyle edindiği ziynet eşyaları, karşı taraftan talep etmesi mümkündür. Ziynet eşyaları kadının kişisel malıdır. bu sebeple kadın, ziynet alacağı davası açabilir.
Boşanan Kadının Hakları: Mal Paylaşımı Talep Etme Hakkı
Evlilik birliğinin sona ermesi ile beraber tarafların evlilik birliği içerisinde edindiği malların paylaşılması gündeme gelmektedir. Bu kapsamda tarafların evlilik tarihi oldukça önem arz etmektedir. Nitekim 01.01.2002 tarihinden önceki evlilikler bakımından mal rejimi uygulaması farklılık arz etmektedir.
Günümüzde yasal mal rejimi olan “edinilmiş mallara katılma rejimi”, evlilik birliği içerisinde edinilen malların eşler arasında eşit olarak paylaşılması prensibine dayanır. Ancak söz konusu rejimin ülkemizde uygulanmaya başladığı tarih, 01.01.2002 tarihidir. Bu tarihten önce geçerli olan yasal mal rejimi ise “mal ayrılığı rejimidir”. Bu kapsamda 01.01.2002 tarihinden önce evlenen eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar geçerli olan mal rejimi, mal ayrılığı rejimidir; 01.01.2002 tarihinden sonrası için ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olur. Boşanan kadının hakları arasında mal paylaşımı ve özellikle katılma alacağı talep etme hakkı da bulunmaktadır.
Kadın, Aile Konutu Şerhi Konulmasını İsteyebilir Mi?
Aile konutu olarak özgülenen evde oturan fakat bu eve malik olmayan eş, müşterek konut üzerine aile konutu şerhi konulmasını sağlayabilir. Eşin bu hakkı Kanun’dan kaynaklanır.
Medeni Kanun 194- Aile konutu Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir. |
Kanundaki bu düzenleme kapsamında malik olmayan eş, Tapu Müdürlüğü’ne giderek müşterek konut üzerine aile konutu şerhi konulmasını talep ettiğini belirtebilir. Bu doğrultuda Tapu Müdürlüğü, aile konutu şerhi şartlarının oluşup oluşmadığını kontrol edecek ve şartların oluşması halinde aile konutu şerhi müşterek konutun tapu bilgilerine işlenecektir. Böylece tapuda malik olarak görünen eş, diğer eşin rızasını almaksızın müşterek konut üzerinde tasarrufta bulunamayacaktır. Bu kapsamda aile konut şerhi talebinde bulunmak boşanan kadının hakları arasındadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/6719 E. 2021/2247 K. 15.03.2021 T. “Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürülebilir. Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinin “Aile konutuna” sağladığı koruma da sona erer, diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden, tarafların Mersin 2. Aile Mahkemesinin 2017/499 esas, 2018/474 karar sayılı ilamıyla boşanmalarına hükmedildiği ve boşanma kararının 17.09.2018 tarihi itibarıyla kesinleştiği anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir. Bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında “Karar verilmesine yer olmadığına” dair karar vermek ve yargılama giderleri ile vekalet ücretini, dava tarihi itibarıyla tarafların haklılık durumları dikkate alınarak, tayin ve takdir etmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” (Boşanan kadının hakları) |
Boşanan Kadının Hakları: Kişisel Eşyalarını İsteme Hakkı
Boşanma sebebiyle eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri malları eşit oranda paylaşmalarının bir istisnası tarafların kişisel mallarıdır. Bu kapsamda taraflara ait kişisel eşyalar, eşler arasındaki mal paylaşımına dahil edilmez. Bununla beraber kadının kendi kişisel eşyalarının iadesini dava konusu yapması mümkündür. Söz konusu dava eşya alacağı davasıdır. Kadın boşanma sebebiyle kendisine ait olan çeyiz dahil olmak üzere tüm eşyalarının iadesini talep edebilir.
Anlaşmalı Boşanmada Kadının Hakları Nelerdir?
Anlaşmalı boşanma davası, tarafların boşanma ve fer’ ileri olan hususların tamamı üzerinde anlaştıkları boşanma davası türüdür. Bu kapsamda kadın, anlaşmalı boşanmak için protokol hazırlanması aşamasında her türlü talebi ileri sürebilir. Bu talepler boşanma, nafaka, tazminat, velayet, ortak konutun kendine tahsisi, mal paylaşımı, müşterek konutun iadesi gibi birçok husus anlaşmalı boşanma davası ile talep edilebilir. Bu hususlarda anlaşılamaması halinde tarafların boşanma davasını çekişmeli olarak yürütmeleri veya davanın sonradan çekişmeli boşanma davasına dönmesi de mümkündür. Anlaşmalı boşanmada boşanan kadının hakları konusunda daha detaylı bilgiye sahip olmak için “anlaşmalı boşanma protokolü” yazımızı okuyabilirsiniz.
Hamile Kadın Boşanabilir Mi?
Boşanma davası açmaya hamilelik durumu engel değildir. Bu kapsamda hamile kadın boşanma davası açabilir. Boşanma davasını anlaşmalı veya çekişmeli olarak da sürdürmesinin önünde hiçbir engel yoktur. Bu kapsamda fark yaratan nokta, boşandıktan sonra yeniden evlenmek için beklemenin gerekiyor olmasıdır. Bekleme süresi uygulamada “iddet süresi” olarak da bilinmektedir. Medeni Kanun madde 132 hükmüne göre; boşanan kadın, yeniden evlenmek için 300 gün beklemesi gerekmektedir. Söz konusu düzenleme soybağı karışıklığına sebebiyet vermemek adına getirilmiştir.
Yorumlar