Menü
Boşanma Davaları / Mal Paylaşımı Davaları

Ziynet Eşyası Kime Aittir? 2022 Yargıtay Kararları

ziynet eşyası

Ziynet eşyası hakkında merak edilenleri bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, aşağıda bulunan yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda randevu almak için bizlere ulaşabilirsiniz.

Düğünde Takılan Ziynet Eşyası Kimindir?

Ziynet eşyalarının kime ait olacağı konusunda kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu konu, Yargıtay içtihatları ile şekillenmiştir. Çok yakın tarihe kadar Yargıtay, kim tarafından takılmış olduğuna veya kime takıldığına bakmaksızın, düğün takılarının kadının kişisel malı olarak değerlendiriyordu.

Uzun yılları sonunda ise Yargıtay, tüm ziynet eşyalarının kadının kişisel malı olduğuna dair içtihatlarında değişikliğe gitti. Yargıtay tarafından yapılan değişiklikte “kadına özgü olma” kriteri getirildi. Bu kapsamda:

  • Taraflara düğünlerinde takılan bilezik, kolye, küpe seti, bileklik ve benzeri ziynet eşyaları, kadına özgü ziynet eşyalarıdır. Bu ziynet eşyaları kadına bağışlanmış sayılmaktadır. Dolayısıyla hangi tarafın ailesi tarafından kime takıldığı önemli olmaksızın kadına özgü olan bu ziynet eşyaları, kadının kişisel malı olmaya devam etmektedir. Erkek eşin bu takılar üzerinde hak iddia etmesi mümkün değildir.
  • Taraflara düğünlerinde takılan cumhuriyet altını, tam altın, gram altın, çeyrek altın, reşat altını ve benzeri ziynet eşyaları ise kadına özgü olmayan düğün takılarıdır. Kadına özgü olmayan bu takılar, kime takılmışsa onun kabul edilmektedir. Ancak kadına özgü olmayan bu ziynet eşyalarının kime ait olduğu ispat edilemiyorsa, eşlerin paylı mülkiyetinde kabul edilmektedir. Söz gelimi kadına özgü olmayan ziynetlerin bir torbada toplandığı durumlarda ziynetlerin kime ait olduğunun ispat edilemez. Bu tür durumlarda torbada toplanan ziynet eşyaları, eşlerin paylı mülkiyetinde kabul edilmektedir. Eşler bu ziynetlerde yarı yarıya hak sahibi olur.

Yargıtay’ın bu konudaki içtihatlarından biri şu şekildedir:

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/949 E. 2020/5378 K. 24.09.2020 T.

“..Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir. Aksi halde, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır.

Somut olayda, varlığı ispatlanan tel bilezik ve işlenmiş bilezikler kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olup, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir. Ancak varlığı ispatlanan gremse, reşat, tam, yarım, çeyrek, gram altınlar ise kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olmayıp, hangi eşe ait olduğu ispat edilememesi halinde onların eşlerin paylı mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekir.”

ziynet eşyası

Düğünde Takılan Paralar Kimindir?

Yargıtay, düğünde takılan nakit paraları da kadının kişisel malı kabul edilmekteydi. Ancak Yargıtay’ın son içtihatlarıyla, düğünde takılan paraların kime ait olduğu konusunda da değişikliğe gidilmiştir. Düğünde takılan nakit paralar, kadına özgü olmayan düğün takıları arasındadır. Dolayısıyla nakit paralar kime takılmışsa onun kişisel malı olur. Nakit paranın düğünde kime takıldığı ispatlanamıyorsa söz konusu para eşlerin paylı mülkiyetinde olacaktır. Bu durumda eşler, toplanan nakit paradan yarı yarıya hak sahibidir.

Erkeğe Takılan Altınlar Kimindir?

Erkek eş, düğünde takılan takılardan neredeyse hiçbir talepte bulunamıyordu. Ancak değişen Yargıtay içtihatlarında bu konuda da değişikliğe gidilmiştir. Bu kapsamda artık, taraflara düğünlerinde takılan ve kadına özgü olmayan ziynet eşyalarından erkek eş de talepte bulunabilir. Burada önemli olan husus, ziynet eşyasının kadına özgü olup olmadığı ve kime takıldığıdır. Bu kapsamda;

  • Ziynet eşyası, kadına özgü ise erkek eş hiçbir talepte bulunamaz.
  • Ancak ziynet eşyası, kadına ait olmayan ziynet eşyaları arasındaysa ve erkeğe takılmışsa erkeğin kişisel malıdır. Bu kapsamda erkeğe takılan cumhuriyet altını, çeyrek altın, tam altın, gram altın, reşat, gremse artık erkeğin kişisel malıdır.
  • Kadına özgü olmayan ziynet eşyasının kime ait olduğu tespit edilemezse eşlerin paylı mülkiyetinde sayılır ve eşler bu malda yarı yarıya hak sahibi olur. 

Tedbir nafakası

Ziynet Davası Ne Zaman Açılır?

Düğünde takılan ziynet eşyalarının iadesine ilişkin davalar, hem evlilik birliği devam ederken hem de boşanma davası açıldıktan sonra açılabilir. Ancak ziynet eşyasının iadesi davası, boşanma davasından sonra açılacaksa zamanaşımı sürelerine dikkat edilmesi gerekir.

Düğünde takılan takıların ziynet eşyalarının, aynen iadesi talep edilebileceği gibi ziynetlerin bedelinin iadesi de talep edilebilir. Düğünde takılan takıların ziynet eşyası olarak aynen iadesinin talep edilmesi mülkiyet hakkından kaynaklanan istihkak davası niteliğindedir. İstihkak davaları ise herhangi bir zamanaşımına tabi değildir. Düğün takılarının aynen iadesinin talep edilmesi durumunda zamanaşımı bulunmamaktadır.

Düğünde takılan takıların ziynet eşyası olarak aynen iadesi değil de bedelinin iadesi talebi ise tazminat talebi niteliğindedir. Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” denilmektedir. Yine aynı kanunun 153/3. maddesinde ise “Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceği” düzenlenmiştir. Bu doğrultuda ziynet eşyaların bedelinin iadesi davasında zamanaşımı boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıldır. Ancak eşler arasında olan alacaklar için zamanaşımının işlemediği için, bedelin iadesine ilişkin davalarda zamanaşımı, boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren başlar.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/22586E. 2018/9108 K. 26.09.2018 T.

Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik tasarruf özgürlüğüne yönelik saldırılara el atmanın önlenmesi davası ile karşı koyabileceği gibi istihkak davası ile de karşı koyabilir. Eşya davası bu anlamda bir istihkak davası olmakla istem dava konusu eşyaların; aynen iadesi, olmadığı takdirde dava tarihindeki bedelinin verilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. O halde; dava konusu eşyaların mevcut olduğu tespit edilmiş ise, uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayandığından olayda zamanaşımı söz konusu olamaz. Dava konusu eşyaların var olduğu tespit edilemez ise, istem tazminata ilişkin olduğundan Türk Borçlar Kanununun 146.maddesinde belirlenen on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması ve karı koca arasındaki davalarda Türk Borçlar Kanununun 153.maddesinin dikkate alınması gerekir.

Somut uyuşmazlıkta; tarafların boşandıkları kararın 01/10/2012 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davacı, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini ya da bedellerini talep etmektedir. Bu tür hukuki ilişkiler çözüme kavuştururken yukarıda anılan maddeler göz önünde tutulmalı ve zamanaşımının başlangıcı boşanma kararının kesinleştiği tarihe göre belirlenmelidir. Şu halde; boşanma kararının kesinleştiği 01/10/2012 tarihinden eldeki davanın açıldığı 03/08/2015 tarihine kadar, TBK’nun 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmamıştır.

Ziynet Eşyaları Davasında Hangi Mahkeme Yetkilidir? 

Ziynet eşyasının iadesi davalarında yetkili mahkeme, kanunda özel olarak düzenlenmemiştir. Bu sebeple ziynet alacağı davalarında genel yetki kuralı geçerlidir. Bu durumun sonucu olarak ziynet alacağına ilişkin davalar, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde açılmalıdır. 

Diğer yandan ziynet eşyasının iadesi istemli davalarda görevli mahkeme, aile mahkemesidir. Nitekim ziynet eşyasının iadesi davası aile hukukundan doğan bir uyuşmazlıktır. 

Boşanma Davasında Ziynet Eşyası İstenir Mi?

Boşanma davalarında hakim, tarafların boşanmaları, varsa çocuklarının velayeti ve kişisel ilişkisi, istem halinde nafaka ve tazminat konularında değerlendirmede bulunur. Ziynet alacağı davası ise boşanma davasından bağımsız bir davadır. Bu sebeple ziynet alacağı davasının, boşanma davasından ayrı olarak talep edilmesi gerekir. Ancak uygulamada bu davaların birlikte açıldığı gözlemlenmektedir. Ziynet alacağı davası ile boşanma davasının birlikte açılmasının önünde hukuki bir engel olmasa da bu iki davanın birlikte açılması karışıklıkların ortaya çıkmasına ve yargılamaların da uzamasına neden olmaktadır. Bu sebeple ziynet alacağı davasının, boşanma davasından bağımsız olarak açılması daha isabetlidir.

Ayrıca ziynet alacağı davaları, nispi harca tabidir. Bu sebeple ziynet alacağı davaların, ziynet eşyalarının değerine oranla harç yatırılması gerekir. Dava açılışında nispi harcın yatırılmaması ve sonrasında da harç eksikliğinin giderilmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/549 E. 2020/1305 K. 19.02.2021 T.

“Davalı-karşı davacı kadın, karşı dava dilekçesinde boşanmanın yanı sıra ziynet eşyalarını tek tek bildirerek aynen, olmadığı takdirde bedelinin verilmesi talebinde de bulunmuştur. Davalı-karşı davacının ziynet alacağı talebi boşanmanın eki niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir. Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz. O halde, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi doğrultusunda talep edilen ve tespit edilen ziynetlerin bedeline göre nispi harcın peşin kısmının yatırılması için davalı-karşı davacıya usulüne uygun olarak süre verilmesi gerekmektedir. Harç noksanlığı giderildiği takdirde, bu talebin esası incelenmeli ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmeli, aksi halde; Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi gereğince işlem yapılması gerekir.”

Ziynet Alacağı Davası Nasıl Açılır?

Ziynet alacağı davası, hazırlanacak dava dilekçesinin mahkemeye sunulması ve harçlarının yatırılmasıyla açılır. Bu kapsamda ziynet alacağı davasında, dava dilekçesinin nasıl hazırlanacağı büyük öneme sahiptir. Ziynet alacağı dava dilekçesi ise boşanma dava dilekçesi ile temelde aynı özelliklere sahiptir. Ancak ziynet alacağı davasında harca esas değerin gösterilmesi ve talep sonucu kısmında talep edilen ziynet eşyalarının nevi ve cinslerinin tek tek belirtilmesi gerekir. Talep edilen hususların açık olmaması ve ziynet eşyalarının özelliklerinin belirtilmemesi ciddi bir eksikliktir. Bu tür durumlarda davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilir.

Diğer yandan ziynet alacağı davasındaki taleplerin kademeli (terditli) olarak bildirilmesinde hukuki yarar vardır. Terditli davada davacı, öncelik ve sonralık ilişkisine göre iki ayrı talepte bulunur ve ilk talep kabul edilmezse ikinci talebin kabul edilmesini ister. Ziynet alacağı davasında da öncelikli olarak ziynet eşyaların aynen iadesi ve mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesi terditli olarak talep edilmelidir.

Ayrıca ziynet alacağına ilişkin davaların, durumun şartlarına göre belirsiz alacak davası veya kısmi dava olarak açılması da mümkündür.

Ziynet eşyası

Ziynet Eşyasının Kimde Olduğu Nasıl İspatlanır?

Ziynet eşyasının kimde olduğu, hukuka uygun her türlü delille ispat edilebilir. Bu kapsamda davacı taraf, davasına konu ziynetlerin karşı tarafta olduğunu tanık anlatımlarıyla, tarafların kendi aralarındaki whatsapp mesajlaşma kayıtlarıyla, kiralık kasaya ilişkin kayıtlarla, banka hesap hareketleriyle veya son çare olarak yemin teklifinde bulunarak ispat edebilir. 

Ziynet alacağı davalarında, dava konusu ziynetlerin nevi ve cinslerinin ispatı da büyük öneme sahiptir. Ziynet eşyalarının nevi ve cinsleri ise tarafların düğünlerine ait fotoğraflar, video kayıtları, tanıkların anlatımları, çeyiz senedi ve benzeri deliller ile ispat edilebilir.

Ziynet Eşyası Davası Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi? 

Ziynet alacağı davalarında hükmün icra edilmesi için kararın kesinleşmesi gerekmez. Hatta ziynet alacağı davasının, boşanma davası ile birlikte açılıp; her iki davanın birlikte karara bağlandığı durumlarda dahi ziynet alacağına dair hükmün icrası için kararın kesinleşmesini beklemeye ihtiyaç bulunmamaktadır.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2015/14604E. 2017/15204K. 14.11.2017 T.

“İlamın boşanma davası ile birlikte görülüp hüküm altına alınan takı ve eşya bedelinden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkin takibe konu edilen kısım, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamdır. Bu nitelikleri itibariyle de takı ve eşya bedelinden kaynaklı tazminat alacağına ilişkin ilamların, diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmaları mümkündür.”

Ziynet Eşyasının İadesi Davasında Bilirkişi Raporu Alınır Mı?

Hukuk Muhakemeleri Kanunun 266. maddesine göre mahkeme, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine veya kendiliğinden, bilirkişiden görüş alabilir. Ziynet alacağı davalarında da ziynet eşyalarının türlerinin anlaşılması ve değerlerinin belirlenmesi teknik bilgi gerektirir. Bu sebeple ziynet eşyasının iadesi davasında bilirkişi raporu alınmaktadır.

Mehir alacağına ilişkin davalar bakımından “boşanmada mehir alacağı” isimli yazımızı inceleyebilirsiniz.

 

Yazar Hakkında

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. İstanbul Barosu'na bağlı olarak avukatlık hizmeti vermektedir. Uzmanlık alanı, aile hukukundan kaynaklanan davalardır. Boşanma avukatı olarak Milliyet/Pembenar ekinde köşe yazarlığı yapmaktadır.

Yorumlar

    Yorum Bırak