Edinilmiş mallara katılma rejimi hakkında merak edilenleri bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, aşağıda bulunan yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda randevu almak için bizlere ulaşabilirsiniz.
Kişisel Mal ile Edinilmiş Mal Arasındaki Farklar Nelerdir?
Edinilmiş mallara katılma rejimi, “edinilmiş mallar” ile “eşlerden her birinin kişisel mallarından” oluşur. Bu kapsamda edinilmiş mallara katılma rejimini tam olarak anlayabilmek için öncelikli olarak edinilmiş malın ve kişisel malın ne olduğunu bilmek gerekir.
Edinilmiş mallara katılma rejimi içerisindeki edinilmiş mal, yasal mal rejiminin devamı süresince, eşlerden birinin karşılığını vermek suretiyle elde ettiği mal varlığı değerleridir. Bir edinilmiş mal olabilmesi için, kanunda ya da eşler arasındaki sözleşmede, kişisel mal olarak belirlenmemiş olması gerekir. Bu bağlamda bir mal varlığının edinilmiş mal olarak değerlendirilebilmesi için, şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir;
- Ortada bir malvarlığı olmalıdır.
- Bu malvarlığı, kural olarak edinilmiş mallara katılma rejimi içerisinde iktisap edilmelidir. Mal rejiminin kurulmasından önce ya da mal rejimi sona erdikten sonra elde edilecek mal varlığı değerleri, kural olarak edinilmiş mal olarak değerlendirilmez.
- Mal varlığının karşılığı verilerek elde edilmiş olması gerekir. Buradaki karşılığın fiziksel veya zihinsel bir emeğin karşılığı olarak elde edilmiş olması arasında hiçbir fark bulunmamaktadır. Yine benzer şekilde karşılığın az ya da çok olmasının da hiçbir önemi bulunmamaktadır.
- Edinilen mal varlığı, kanun veya sözleşme ile kişisel mal olarak belirlenmemiş olması gerekir.
Kişisel mal ise mal rejiminin başında sahip olunan ya da mal rejiminin devamı sırasında belirli şartlarla elde edilen veya eşlerin sözleşmeyle kişisel mal olmasına karar verdikleri mal varlığı değerleridir. Medeni Kanunda kişisel malların neler olduğu tek tek sayılmış ve taraflara belli malların sözleşmeyle kişisel mal olarak belirleme imkanı getirilmiştir.
Edinilmiş Mallar Nelerdir?
Edinilmiş mallara katılma rejiminde bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilmektedir. Bu kapsamda Medeni Kanunun 219. maddesine göre bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:
a. Edinilmiş mallara katılma rejimi içerisinde çalışmasının karşılığı olan edinimler, edinilmiş maldır.
Edinilmiş mallara katılma rejimi içerisindeki eşlerin, çalışmalarının karşılığı olarak elde ettikleri kazançların TAMAMI edinilmiş maldır. Bu nedenle eşlerin aldıkları maaşlar, primler ve benzeri ödemelerin tamamı edinilmiş maldır. Yine benzer şekilde eşlerden her birinin, bir işin veya mesleğin yapılması sonrasında elde ettiği edinimlerin tamamı da edinilmiş maldır. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, bir eşin çalışarak edindiği malda, diğer eşin farazi olarak katkıda bulunduğu kabul edilmektedir. Bu bağlamda bir eş, hiç çalışmamış olsa ve hatta evliliği zarara uğratmış olsa dahi, diğer eşin edindiği mal varlığına katkıda bulunduğu farazi olarak kabul edilmektedir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/7361 E. 2014/13668 K. 27.06.2014 T. |
“Milli piyango bileti (ve diğer şans oyunlarının) satın almak için verilen meblağ kazanılan ikramiyeye göre çok düşük de olsa sonuçta bir karşılıktır. Burada önemli olan ekonomik karşılık değil, hukuki karşılıktır. Yani, bir malın ivazlı sayılabilmesi için, edimler arasında ekonomik anlamda bir dengenin olması zorunlu olmayıp, hukuki anlamda bir karşılık ilişkisinin olması yeterlidir. Evlilik eğer bir hayat ortaklığı bir kader birliği olarak görülüyorsa, iyi günde, kötü günde yoksullukta zenginlikte sonuç itibariyle kaynağı şans olsa bile bir karşılık varsa ve o karşılık edinilmiş mallardan karşılanmış ise, bu edinilmiş mal sayılmalıdır.” |
b. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, edinilmiş maldır.
Edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları emekli ikramiyeleri kanunen edinilmiş mal olarak değerlendirilmektedir. Aynı şekilde eşlerin çalıştıkları şirkette kurulan sandıklardan yapılan ödemeler ile kıdem tazminatları gibi ödemeler de kanunen edinilmiş maldır.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/5647 E. 2016/6710 K. 13.4.2016 T. |
“Bireysel emeklilik sonucu yapılan toplu ödeme ya da irat şeklindeki maaş ödemelerinin hangi mal grubundan sayılacağı, bireysel emeklilik için ödenen primlerin ait olduğu mal grubuna göre belirlenir. Bireysel emeklilikte biriken para, primleri edinilmiş mal grubundan karşılanmışsa edinilmiş mal, kişisel mal grubundan karşılanmışsa da kişisel mal sayılacaktır. Primlerin hangi eş tarafından veya hangi mal grubundan ödendiğinin kanıtlanamaması durumunda ise, az yukarı da açıklanan TMK’nun 222. maddesinin 2 ve 3. fıkraları göz önünde bulundurularak mal rejiminin tasfiyesi gerçekleştirilmelidir.” |
c. Edinilmiş mallara katılma rejimi içerisinde çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, edinilmiş maldır.
Eşlerin, yaşadığı meslek hastalığı ya da iş kazası sebebi ile çalışma gücünde yaşanan kayıplar nedeniyle ödenen tazminatlar da edinilmiş maldır.
d. Edinilmiş mallara katılma rejimi içerisinde kişisel mallarının gelirleri, kural olarak, edinilmiş maldır.
Eşlerin kişisel mallarından elde ettikleri gelirler, kural olarak edinilmiş mal olarak kabul edilmektedir. Aynı şekilde, eşlerin evlilik birliği öncesinde banka hesabında bulunan birikimlerin faiz geliri, ailesinden miras kalan taşınmazın kira gelirleri kural olarak edinilmiş maldır.
Ancak Medeni Kanun’un 221. Maddesinde bu hususta istisnai bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme gereğince edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olan eşler, mal rejimi sözleşmesi ile kişisel mallarının gelirlerinin edinilmiş mallara dâhil olmayacağını kararlaştırabilirler. Bu durum her iki eşin de kabul etmesi ve mal rejimi sözleşmesi yapması şartına bağlıdır. Eşlerin böyle bir sözleşme yapmaları durumunda kişisel mal niteliğinde olan malların gelirleri de kişisel mal olacaktır.
e. Edinilmiş malların yerine geçen değerler, edinilmiş maldır.
Edinilmiş mal niteliğindeki bir mal varlığının, başka bir ürünle ikame edilmesi durumunda elde edilen mal varlığı da edinilmiş maldır. Söz gelimi edinilmiş mal niteliğindeki aracın satılması sonrasında elde edilen bedel ile bir gayrimenkul alınması durumunda alınan bu gayrimenkul, edinilmiş mal olacaktır.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi: “Kişisel Mallar” Nelerdir?
Edinilmiş mallara katılma rejiminin bir diğer unsuru olan kişisel mal, mal rejiminin başında sahip olunan, mal rejiminin devamı sırasında belirli şartlarla elde edilen veya eşlerin sözleşmeyle kişisel mal olmasına karar verdikleri, mal varlığı değerleridir.
Kişisel mallar, hangi eşe ait ise tamamen onun malı sayılmaktadır. Bu sebeple eşler arasında mal rejiminin ayıklanması söz konusu olduğunda kişisel mallar, edinilmiş mallara katılma rejiminin paylaşılmasında, dışarıda tutulurlar. Medeni Kanunun 220. Maddesinde hangi mal varlıklarının kişisel mal olduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda;
a. Eşlerden birinin kişisel kullanımına yarayan eşya, kişisel maldır.
Edinilmiş mallara katılma rejimine göre eşlerden birinin, günlük yaşamını devam ettirebilmesi için kendisine tahsis edilen eşyalar, kanun gereği kişisel maldır. Kişisel kullanıma tahsis edilen eşyaların menkul mallardan oluşması, yatırım amacıyla elde edilmemiş olması ve günlük hayatta kullanım için özgülenmiş olması zorunludur.
Bu kapsamda günlük hayatta, eşlerden birinin kullanmış olduğu cep telefonu, bilgisayar, kıyafet, saat, mücevher, ziynet eşyası gibi eşyalar kişisel maldır. Bu eşyalar, sahibi olan eşin kişisel kullanımına bırakılmıştır. Bu sebeple bu eşyalar üzerinde diğer eşin mal rejiminden kaynaklanan alacak talebinde bulunması mümkün değildir. Ancak bu eşyalar, diğer eşin ya da aile fertlerinin kullanımına açık olursa kişisel mal olma özelliğini kaybeder.
Burada eşlerden birinin kişisel kullanımına sunulan malın, evlilik birliği içerisindeki birikimlerle alınmış olması, kişisel mal niteliğini değiştirmemektedir. Bu nedenle, evlilik birliği içerisindeki birikimler ile eşlerden birinin kullanımına sunulan cep telefonu, bilgisayar, kıyafet, saat, mücevher gibi eşyalar alınması durumunda, bu mal varlığı değerleri kanuni olarak kişisel maldır.
Ancak kişisel kullanıma özgülenen eşyanın, ailenin ekonomik gücü ile de orantılı olması gerekir. Ailenin olağan geçim sınırını aşan eşyalar, kişisel kullanıma özgülenmiş olsa dahi paylaşım hesabında dikkate alınır.
b. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait mal varlığı değerleri, kişisel maldır.
Mal rejiminin başlangıcından önce edinilen mal, nasıl elde edildiği veya kimden alındığına bakılmaksızın kanunen kişisel mal olarak kabul edilmektedir. Ancak; evlilik birliğinin kurulmasından önce edinilen bir mal varlığının, kredi borçlarının evlilik birliği içerisinde karşılanması ihtimal dâhilindedir. Bu durumda evlilik birliği içerisinde ödenen kredilerde, diğer eşin hakkı ortaya çıkacaktır. Bu tür durumlarda sağlıklı değerlendirme yapabilmek için, mal rejiminin başlangıcını tespit etmek gerekir. Bu kapsamda:
- 01.01.2002 tarihinden sonra kurulan evliliklerde mal rejiminin başladığı tarih, evlilik tarihidir. Bu evlilikler bakımından edinilmiş mallara katılma rejiminin başladığı evlilik tarihinden önceki tüm mallar kişisel mal niteliğindedir.
- 01.01.2002 tarihinden önce kurulan evliliklerde ise edinilmiş mallara katılma rejiminin başlangıcı, aksine bir anlaşma yapılmadığı takdirde, 01.01.2002 tarihidir. Bu evlilikler bakımından aksine bir anlaşma yapılmadığı sürece edinilmiş mallara katılma rejiminin başladığı, 01.01.2002 tarihinden önceki tüm mallar kişisel mal niteliğindedir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/16238 E. 2018/18332 K. 8.11.2018 T. |
“TMK’nin “kişisel malları” düzenleyen 220.maddesinin 2. bendine göre, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan malvarlığı değerleri kişisel mal kabul edilir. Aynı maddenin 4. bendine göre de, kişisel mallar yerine geçen değerlerde kişisel mal sayılır. Bu kanuni düzenlemelere göre, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan malın satışından elde edilen gelir ve bu gelir kullanılarak edinilen malvarlığı da kişisel mal sayılır. Bu yönde iddianın bulunması durumunda yapılacak iş; öncelikle, iddia ve savunma çerçevesinde mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan dava dışı taşınmazın ve dava konusu taşınmazın devir tarihleriyle birlikte önceki malik veya maliklerini de gösterir tapu kayıtları ile gerek görülmesi durumunda, banka kayıtları bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilerek dosya arasına konulmalıdır. Her iki taşınmazın el değiştirme tarihlerinin yakınlığı, öncelik-sonralık ilişkisi, alım-satım değerleri vs göz önünde bulundurularak, toplanan/toplanacak diğer tüm delillerle birlikte tartışılıp değerlendirilerek kurulacak hükme esas alınır.” |
c. Miras yoluyla elde ettiği mal varlığı değerleri, kişisel maldır.
Miras yoluyla elde edilen mal varlığı değerleri, kimden miras kalmış olursa olsun kanuni olarak kişisel mal niteliğindedir. Bu sebeple miras olarak intikal eden mallarda diğer eşin, edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan bir alacak talep edebilmesi mümkün değildir.
d. Edinilmiş mallara katılma rejiminde karşılıksız kazanmalar, kişisel maldır.
Edinilmiş mallara katılma rejiminde temel esas, karşılık verilerek elde edilen malların paylaşımıdır. Bu esasın doğal sonucu olarak, karşılık verilmeksizin elde edilen mallar, paylaşım dışında tutulur ve kanuni olarak kişisel maldır. Bu kapsamda eşlerden birinin bedensel, finansal veya zihinsel hiçbir çabası olmamasına rağmen tümüyle karşılıksız olarak elde ettiği mal varlığı değerleri kişisel maldır. Karşılıksız kazandırmanın kimin tarafından yapıldığının bir önemi de bulunmamaktadır. Bu sebeple eşlerin birbirlerine yaptıkları bağışlamalar da onların kişisel malı olur.
Uygulamada karşılıksız kazandırmalar çoğunlukla üst soydan yapılmaktadır. Örneğin evlilik birliği içerisinde eşlerden birinin üst soydan alacağı her türlü kazanım, kural olarak kişisel maldır. Ancak evlilik birliği içerisinde üstsoydan karşılıksız olarak alınan taşınmaz, tapuda belirli harçlardan muaf olmak ya da bu konuda yeterli bilgiye sahip olmamaktan ötürü “satış” olarak gösterilebilir. Bu şekilde gerçekte bağış, ancak tapu kayıtlarında satış olarak intikal eden mal varlığı değerleri, tapuda satış olarak gösterilse dahi, bağış olarak değerlendirilmektedir.
Zira anne-babanın çocuğuna yaptığı devir işlemi, hayatın olağan akışı içerisinde bağışlama niteliği taşımaktadır. Bu durum gizli bağış veya örtülü bağış olarak isimlendirilmektedir. Burada yapılan işlem aslında satış değil; bağış olduğu için karşılıksız kazanma ile elde edilen bu mal varlığı, kişisel mal olarak değerlendirilmektedir. Söz konusu işlemin, gerçekte bağış olmadığı ve bir emeğin veya bedelin karşılığı olarak iktisap edildiğinin ispat edilmesi durumunda ise bu malvarlığı edinilmiş mal olarak değerlendirilecektir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/19659 E. 2019/2012 K. 26.02.2019 T. “Yargıtay’ın ve Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre, eşlerden birinin anne veya babalarından gelen mallar söz konusu olduğunda; satış gösterilse dahi mal bağış olarak değerlendirilmektedir. Bu tasarrufi işlem, hayatın olağan akışına göre, fiili karine olarak bağış kabul edilmektedir. Bu karinenin aksini, yani parasını vererek gerçek anlamda satın alındığını iddia eden eş iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Somut uyuşmazlığa gelince taraflar, 07.09.1986 tarihinde evlenmiş, 07.10.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 01.04.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Tasfiyeye konu 16 parselde kayıtlı arsa, tapuda davalının babası dava dışı … adına kayıtlı iken evlilik birliği içinde 02.01.2006 tarihinde satış yolu ile davalı adına tescil edilmiştir. Davacı taraf her ne kadar parası ödenerek arsanın davalının babasından satın alındığını iddia etmiş ise de, satış işleminin gerçek olduğunun dosya kapsamından ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, arsa niteliğindeki taşınmaz yönünden bağış suretiyle edinilmesi nedeniyle davalının kişisel malı olduğu ve tasfiyeye dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı tarafın alacak talebinin kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.” |
e. Edinilmiş mallara katılma rejiminde manevi tazminat alacakları, kişisel maldır.
Eşlerden birisi kişilik haklarına yapılan saldırılar sonrasında manevi tazminata hükmedilmiş olabilir. Kişilik haklarının bir nebze de olsa onarılması için ödenmesine karar verilen manevi tazminatlar, kanuni olarak kişisel maldır.
f. Kişisel mallar yerine geçen değerler, kişisel maldır.
Eşlerden birinin, yukarıda ifade ettiğimiz şekilde kişisel mal olduğu sabit olan mal varlığı değerlerini satması veya başka bir mal varlığı ile takas etmesi sonrasında elde edilen mal, edinilmiş mallara katılma rejimi içerisinde iktisap edilmiş gibi görünse de kişisel mal olacaktır. Örneğin; evlilik birliğinin kurulmasından önce sahip olunan bir gayrimenkulün satılarak, aynı bedelle başka bir araç alınması durumunda alınan araç, edinilmiş mallara katılma rejimi içerisinde hesap edilmiş gibi görünür. Ne var ki söz konusu araç, kişisel malın satılması sonrasında elde edilen bedelden karşılandığı için, kişisel mal olma özelliğini koruyacaktır. Benzer şekilde, kişisel bir malın tahrip olması sonucu ödenen sigorta tazminatı veya kişisel malın kamulaştırılması sonucu ödenen kamulaştırma bedeli kişisel mal yerine geçen değerdir.
g. Sözleşme ile kişisel mal olması kararlaştırılan mallar, kişisel maldır.
Yukarıda belirttiğimiz şekilde, Medeni Kanun’da kişisel malların neler olduğu tek tek sayılmıştır. Kanunda sayılan bu kişisel mallar, kanuna göre kişisel mallar olarak isimlendirilmektedir. Kanuna göre kişisel mallar dışında eşler, Medeni Kanunun 221. maddesi gereğince sözleşmeye göre kişisel malları da belirleyebilirler. Bu kapsamda mal rejimi sözleşmesiyle eşler:
- Bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin ve
- Kişisel malların gelirlerinin
Edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler.
Edinilmiş Mal-Kişisel Mal Nasıl Belirlenir?
Edinilmiş mallar ile kişisel malların ispatını düzenleyen, MK 222 gereğince bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş maldır. Bu kapsamda, edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin tüm mal varlığını, kural olarak edinilmiş mal olduğu kabul edilmiştir. Misal, eşlerden biri, bir malın kendisinin kişisel malı olduğunu iddia ediyorsa, bunu ispat etmek zorundadır. Kişisel mal olduğu ispat edilemeyen veya eşlerden hangisine ait olduğu belli olmayan malları, eşlerin paylı mülkiyetinde satılmaktadır. Bu tespit edinilmiş mallara katılma rejiminde edinilmiş mal ve kişisel mal ayrımının yapılamadığı durumlarda büyük öneme sahiptir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/13201 E. 2018/16155 K. 25.9.2018 T. “Mahkemece, davalı adına kayıtlı … ada … parselde kayıtlı taşınmazın edinme tarihi itibariyle davalının edinilmiş malı olduğu kabul edilerek, davacı lehine yazılı şekilde katılma alacağına hükmedilmiştir. Ne var ki dosya kapsamındaki tapu kayıtlarından … parselin 26.12.2002 tarihinde imar yoluyla oluştuğu, taşınmazın evvelinde … parsel olarak tapuda geçtiği ve davalının bu parseldeki hissesini eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 24.05.1993 tarihinde satış yoluyla edindiği sabittir. Bu taşınmaz edinme tarihi itibariyle davalının kişisel malı olup, mal ayrılığı rejimi hükümlerine göre tasfiye edilmelidir.” |
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/21381 E. 2018/19007 K. 21.11.2018 T. “Taraf beyanları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı itibariyle dava konusu taşınmazın taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu tarihten sonra kooperatife üye olunmak suretiyle edinildiği, ferdileşme yoluyla davalı eş adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Edinilmiş mallara katılma rejiminde evlilik birliği içinde edinilen bir mal aksi kanıtlanmadıkça edinilmiş mal sayılır. Açıklanan bu durum karşısında; dava konusu taşınmazın kişisel mal olduğuna ilişkin ispat yükü bunu iddia eden tarafta olup, kişisel mal olduğu ispatlanamadığı takdirde yasa gereği edinilmiş mal olduğu kabul edilir. Mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanıp, tartışılıp, değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün davacıda olduğu ve ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” |
Edinilmiş Mallar Ve Kişisel Mallar Nasıl Kullanılır?
Edinilmiş mallara katılma rejimindeki edinilmiş ve kişisel malların nasıl yönetileceği, bu mallardan hangi şekillerde yararlanılabileceği ve bu malların tasarrufu Medeni Kanunun 223. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; sonuç olarak her eş, yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir.
Bu doğrultuda eşler, kendilerine ait kişisel mallar ile edinilmiş mal olup da kendisi adına kayıtlı mal varlıklarını istedikleri şekilde kullanabilir, kiraya verebilir ve bunları devredebilirler. Burada kritik olan husus, eşlerin bu işlemleri ancak yasal sınırılar içerisinde yapabilecek olmasıdır. Söz gelimi eşlerin, aile konutuna dair mallar üzerinde diledikleri şekilde tasarrufta bulunması konusunda, Medeni Kanunun 194. maddesinde sınırlar düzenlenmiştir. Bu ve benzeri sınırlar dışında eşler, kendilerine ait kişisel mallar ile edinilmiş mal olup da kendisi adına kayıtlı mal varlıklarını istedikleri şekilde kullanabilir, kiraya verebilir ve bunları devredebilirler.
Paylı mülkiyete konu mal varlığı değerlerinde ise malların tasarrufuna dair özel bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme gereğince eşler, paylı mülkiyete konu bir malda diğer eşin rızasını almadan tek başına tasarrufta bulunamazlar. Ancak tarafların, bu konuda aksine düzenleme yapabilmeleri mümkündür.
Yorumlar