Menü
Miras Davaları

Vesayet Nedir? 16 Soru / 16 Cevap

Vesayet Nedir

Vesayet nedir sorusu hakkında merak edilenleri bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, aşağıda bulunan yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda randevu almak için bizlere ulaşabilirsiniz.

Vesayet Nedir?

Reşit olmayan küçükler ile kanuni hakları kısıtlanmış bazı kişilerin, korunmasını ve hukuken temsil edilmesini sağlamak amacı ile vesayet kurumu düzenlenmiştir. Kanunda sayılan özelliklere sahip kimseler gerekli koşulların oluşması halinde vesayet altına alınır. Vesayet nedir sorusuna bu şekilde cevap vermek mümkündür. Vesayet altına alınan her kişiye ise bir vasi atanır. Vesayet altına alınmayı gerektiren haller Türk Medeni Kanununda tek tek sayılmıştır. Buna göre vasi atanmasını gerektirecek durumlar şunlardır:

a. Küçüklük:

Velâyet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır.

A. Küçüklük
Madde 404- Velâyet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır.
Görevlerini yaparlarken vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.

b. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı:

Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. (Vesayet Nedir)

B. Kısıtlama – I. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı
Madde 405- Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.
Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.

c. Savurganlık, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, kötü yaşam tarzı, kötü yönetim:

Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.

II. Savurganlık, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim
Madde 406- Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu Madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.

d. Özgürlüğü bağlayıcı ceza:

Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır.

III. Özgürlüğü bağlayıcı ceza
Madde 407- Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır.
Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.

e. İstek üzerine:

Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.

IV. İstek üzerine (1)
Madde 408- Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.

Vesayet kurumunun, kamu vesayeti ve özel vesayet olmak üzere iki farklı türü vardır. Vesayet nedir sorusu soran kişiler, kamu vesayeti ve özel vesayeti daha önce duymamış olabilir. Kamu vesayeti, vesayet altındaki kişinin haklarının kamu tarafından korunduğu kurumları ifade eder. Bu kapsamda kamu vesayeti, vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesi ile denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine verilen genel isimlendirmedir. Özel vesayet ise vesayet altındaki kişinin menfaati haklı gösterdiği durumlarda kişiye yani vasiye verilmesidir. (Vesayet Nedir)

Vesayet

Vasilik Nedir?

Hukukumuzda reşit olmayan küçükler ile kanuni hakları kısıtlanmış bazı kişiler için yasal temsilci atanması prensibi benimsenmiştir. Yasal temsilci, vesayet altına alınmış kişilere devlet tarafından atanır. Atanan bu yasal temsilci, vasidir. Vasinin, yürütmüş olduğu işlemler de vasilik olarak isimlendirilmektedir. Vasinin görevi, vesayet altındaki kişinin yani küçüğün veya kısıtlının, kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukukî işlemlerde onu temsil etmektir. Vasilik aynı zamanda bir kamu görevidir. (Vesayet Nedir)

Vasi Ataması Nasıl Yapılır?

Vesayet altına alınması gerektiği düşünülen bir kimsenin, vesayet altına alınması dava yolu ile talep edilebilir. Açılacak dava, vasi ataması davasıdır. Medeni Kanun 413 hükmüne göre; Vesayet makamı, bu görevi yapabilecek yetenekte olan bir ergini vasi olarak atar. Gereken durumlarda, bu görevi birlikte veya vesayet makamı tarafından belirlenen yetkileri uyarınca ayrı ayrı yerine getirmek üzere birden çok vasi atanabilir. (Vesayet Nedir)

Dava, Hangi Mahkemelerde Açılır?

Vesayet nedir sorusuna cevap verdikten sonra akla gelen hususlardan bir diğeri de vasi davası için hangi mahkemelerin görevli ve yetkili olduğudur. Bu kapsamda vasi ataması davasına bakmakla görevli mahkeme, Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Bu itibarla Sulh Hukuk Mahkemeleri aynı zamanda vesayet makamıdır.

Medeni Kanun’un 411. maddesinde ise vasi davalarında yetkili mahkeme düzenlenmiştir. Buna göre vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. Bu kapsamda vasi atanması ile ilgili davaların, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerde açılması gerekir.

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/764 E., 2021/2925 K. 08.03.2021 T.

“Türk Medenî Kanununun 426. maddesinde “Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atar. Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa…” hükmü; 431. maddesinde ise “Vasinin atanması usûlüne ilişkin kurallar, kayyım ve yasal danışmanın atanmasında da uygulanır.” hükmü getirilmiştir. Diğer yandan, aynı Kanunun 411. maddesine göre de, “Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir.” Türk Medeni Kanununun 411. maddesine göre, “Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairesine aittir. “Aynı Yasanın 19. maddesinde de; “Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir.” hükümlerine yer verilmiştir. (Vesayet Nedir)

TMK’nın 412. maddesinde, vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişinin yerleşim yerini değiştiremeyeceği hükümlerine yer verilmiştir. Dosya kapsamında kısıtlı …’ün …1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 13/01/2016 tarihli 2015/887 Esas, 2016/18 Karar sayılı kararı ile kısıtlandığı ve …’ün vasi atandığı, aynı mahkemenin 19.04.2018 tarih, 2017/618 Esas, 2018/421 Kararı ile vasi …’ün vasilik görevinin son bulduğunun tespiti ile kısıtlıya …’ün vasi atanmasına karar verildiği anlaşıldığından vesayet makamı olan … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından kısıtlının ikametgahının değiştirilmesine ilişkin izin verilmediğine göre uyuşmazlığın … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir.”(Vesayet Nedir)

Vesayet

Kimler Vasi Olarak Atanabilir?

Bir kimsenin vasi olarak atanabilmesi için vasilik görevini yerine getirmeye ehil olması ve vasi olması yasaklı kişilerden olmaması gerekir. Kişinin vasi olabilecek yeteneğinin bulunup bulunmadığına, vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesi hâkimi karar verir. Kimlerin vasi olamayacağı ise Medeni Kanunun 418. maddesinde gösterilmiştir. Bu kapsamda aşağıdaki kişiler, vasi olamazlar:

  • Kısıtlılar,
  • Kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler,
  • Vasi ile vesayet altındakinin menfaatinin çatışanlar veya aralarında düşmanlık olanlar,
  • İlgili vesayet daireleri hâkimleri.

Bununla beraber kanun, vasi atamasında bir takım kimselere öncelik vermiştir. Bu kapsamda vesayet altına alınacak kişinin öncelikle eşi veya yakın hısımlarından biri, vasilik koşullarına sahip olmaları kaydıyla vasi olarak atanır. Bu hususta değerlendirme yapılırken kişisel ilişkiler ve yerleşim yerinin yakınlığı gibi kriterler dikkate alınır. Kendisine vasi atanacak olan kişinin veya onun anne babasının isteği üzerine onların gösterdikleri kimseler de vasi olarak atanabilir. (Vesayet Nedir)

Vesayet Nedir, Kimler Vasi Olamazlar?

Medeni Kanunun 416. maddesine göre; vesayet altına alınan kimsenin yerleşim yerinde oturanlardan vasiliğe atananlar, bu görevi kabul etmekle yükümlüdürler. Görüldüğü üzere vasiliği kabul etmek bir yükümlülüktür. Ancak vasiliği kendi isteklerine bağlı olarak kabul etmeyebilecek kişiler de Medeni Kanun’da düzenlenmiştir. Buna göre aşağıda sayılı kimseler vasiliği kabul etmeyebilirler:

  • Altmış yaşını doldurmuş olanlar,
  • Bedensel engelleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar,
  • Dörtten çok çocuğun velisi olanlar,
  • Üzerinde vasilik görevi olanlar,
  • Cumhurbaşkanı,
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri,
  • Cumhurbaşkanı yardımcıları,
  • Bakanlar,
  • Hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları.

Vesayet Nedir? Vasinin Görevleri Nelerdir?

Vasinin görevleri, Medeni Kanun 338 ile 348. Maddeleri arasında detaylı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre vasinin görevleri şunlardır:

  • Vesayet altındaki kişiyi, hukuki işlemlerde temsil etmek
  • Vesayet altındaki kişinin mallarına ve gelirlerine dair defter tutmak
  • Vesayet altındaki kişinin değerli şeylerin saklanması
  • Vesayet altındaki kişinin taşınırların satılması
  • Vesayet altındaki kişinin paraların yatırılması
  • Vesayet altındaki kişinin taşınmazların satılması
  • Küçüklerde, bakım ve eğitim için gerekli önlemleri almak
  • Kısıtlılarda, kısıtlıyı korumak ve tüm kişisel işlemlerde ona yardım etmek

Vasi tüm bu görevlerini yerine getirirken özenle davranma borcu altındadır. Aksi halde vasinin kusurlu davranışıyla yaptığı iş ve işlemlerden, vesayet altına alınanın zararı doğması ihtimalinde, vasinin sorumluluğu ortaya çıkacaktır. (Vesayet Nedir)

Vasiler Hangi İşlemleri Yapamaz?

Medeni Kanun’da vasinin yapabileceği işlemler dışında yapamayacağı işlemler de düzenlenmiştir. Bu kapsamda vasi, kısıtlı adına önemli bir bağışlamada bulunamaz, kefil olamaz veya vakıf kuramaz.

Sulh Hukuk Mahkemesinden İzin Alınacak İşler Nelerdir?

Vasinin bazı işlemleri yapabilmesi ise vesayet makamının yani sulh hukuk mahkemesinin iznine tabi tutulmuştur. Hangi iş ve işlemleri yapmadan önce vesayet (Vesayet Nedir) makamından izin alınması gerektiği hususu Medeni Kanunun 462.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre aşağıda yer alan iş ve işlemlerden yapılmadan önce Sulh Hukuk Mahkemelerinden izin almak gereklidir:

  • Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması,
  • Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi,
  • Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri,
  • Ödünç verme ve alma,
  • Kambiyo taahhüdü altına girme,
  • Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması,
  • Vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması,
  • Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması,
  • Mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması,
  • Borç ödemeden aciz beyanı,
  • Vesayet altındaki kişi hakkında hayat sigortası yapılması,
  • Çıraklık sözleşmesi yapılması,
  • Vesayet altındaki kişinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi,
  • Vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilmesi.

Asliye Hukuk Mahkemesinden İzin Alınacak İşler Nelerdir?

Aşağıda yer alan iş ve işlemlerin yapılması açısından ise vesayet (Vesayet Nedir) makamı olarak Sulh Hukuk Mahkemesinin izninden sonra denetim makamı olarak Asliye Hukuk Mahkemesinin de izni gereklidir:

  • Vesayet altındaki kişinin evlât edinmesi veya evlât edinilmesi,
  • Vesayet altındaki kişinin vatandaşlığa girmesi veya çıkması,
  • Bir işletmenin devralınması veya tasfiyesi, kişisel sorumluluğu gerektiren bir ortaklığa girilmesi veya önemli bir sermaye ile bir şirkete ortak olunması,
  • Ömür boyu aylık veya gelir bağlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapılması,
  • Mirasın kabulü, reddi veya miras sözleşmesi yapılması,
  • Küçüğün ergin kılınması,
  • Vesayet altındaki kişi ile vasi arasında sözleşme yapılması.

Vesayet Nedir

Vasiler Ücret Alır Mı?

Medeni Kanunumuza göre vasi, vesayet altına alınanın malvarlığından, olanak bulunmadığı takdirde hazineden karşılanmak üzere kendisine bir ücret verilmesini isteyebilir. Bu durumlarda vasi için belirlenecek ücret, emeği, mesaisi ve vesayet altındaki kişinin malvarlığına göre belirlenir. Vasilik ücretine ile ilgili kararlara karşı itiraz yolu açıktır. Bu halde itirazı inceleyecek olan merci denetim makamı olarak Asliye Hukuk Mahkemeleridir.

Vesayet Nedir? Vasilik Görevi Ne Zaman Sona Erer?

Vasilik görevi aşağıdaki hallerde sona erer:

a. Vasinin fiil ehliyetini kaybetmesi veya ölmesi :

Medeni Kanun’daki düzenleme gereği sadece fiil ehliyetine sahip ergin kimseler vasi olabilir. Bu sebeple fiil ehliyetinin kaybedilmesi halinde vasilik görevi de sona erer.

b. Vasilik süresinin sona ermesi ve uzatılmaması: (Vesayet Nedir)

Vasi kural olarak iki yıl süre için atanır bununla beraber vesayet makamı bu süreyi her defasında ikişer yıl uzatabilir. Dört yıllık süre tamamlandıktan sonra ise vasi, vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir. Ancak görevi sona eren vasi, yeni bir vasi atanıp göreve başlayıncaya kadar zorunlu işleri yapmakla yükümlüdür.

c. Vasiliğe engel bir halin veya kaçınma sebebinin ortaya çıkması:

Medeni Kanun’da vasiliği kendi isteklerine bağlı olarak kabul etmeyebilecek kişiler düzenlenmiştir. Vasinin sonradan bu kimselerden biri olması halinde vasilik görevi sona erer.

d. Görevden alınma: (Vesayet Nedir)

Vasi, görevini ağır surette savsaklar, elinde bulunan yetkilerini kötüye kullanır veya güveni sarsıcı herhangi bir davranışta bulunursa vesayet makamı, vasinin görevine son verir. Bununla birlikte vasi, borç ödeme konusunda acze düşerse veya görevini yapma konusunda birtakım yetersizlikler söz konusu olursa, vesayet makamı bu gelişmeleri mercek altına alarak vasinin görevine son verebilir.

Vasinin görevden alınması dava yolu ile Sulh Hukuk Mahkemesinden talep edilebilir. Bu dava vasinin görevden alınması davasıdır. Vesayet altına alınan kişinin yüksek menfaati gereği veya haklarının tehlikeye düşmesi durumunda istek üzerine veya re’ sen vasinin görevden alınmasına karar verilebilir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/3759 E., 2020/7355 K. 07.12.2020 T.
“Davalı, Elazığ 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2/6/2015 tarihli E.2015/377, K.2015/609 sayılı kararı ile, TMK’nın 407. Maddesi gereği 1 yıldan fazla süre ile özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûm olması nedeniyle vesayet altına alınmış ve kendisine vasi olarak atanmış iken, daha sonra Elazığ 2. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 5/9/2016 tarihli ek karar ile; hükümlünü 18/7/2015 tarihinde Elazığ Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne sevk edildiği anlaşıldığından, vesayetin son bulduğunun tespitine ve vasinin vasilik görevine son verilmesine karar verilmiştir. Mahkemenin gerekçeli kararı davalı vasisi sıfatı ile 6/1/2018 tarihinde adına tebliğ edilmiş olup tebliğ tarihi itibarıyla davalı vasi ile temsil edilmemektedir.” (Vesayet Nedir)

Vesayet Altına Alınmanın Usulü Nedir?

Vesayet altına alınmayı gerektirecek hallerden birinin varlığı halinde, vesayet altına alınması gereken kişinin yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesinden vasi atanması davası açılır. Savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim veya istek sebepleriyle vasi atanmasına karar verilmeden önce ilgili kişi mutlaka dinlenmelidir. Aksi halde kısıtlılık kararı verilemez.

Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir. (Vesayet Nedir)

Kısıtlama kararı, kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilân olunur.

Vesayet Nedir? Görevleri Nelerdir?

Medeni Kanun’un 416. Maddesine göre vasinin fiil ve işlemlerine karşı, vesayet makamına şikâyette bulunulabilir. Vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemeleri bu şikayetleri değerlendirmekle görevlidir. Vesayet makamının vereceği kararlara karşı ise on gün içinde denetim makamına itiraz edilebilir. Denetim makamı olan Asliye Hukuk Mahkemeleri bu şikayetleri değerlendirmekle görevlidir.

Vesayet makamı bir başka görevi ise izin vermektir. Vasinin, yapmadan önce vesayet makamından izin almasını gerektiren durumlarda vesayet makamı gerekli değerlendirmeyi yapmak ve uygun bulduğu takdirde izin vermek ile görevlendirilmiştir.

Vesayet makamının görevlerinden biri de, vasinin belli dönemlerde vereceği rapor ve hesapları incelemektir. Vesayet makamı gerekli gördüğü hâllerde, bu raporların tamamlanmasını veya düzeltilmesini isteyebilir. Aynı zamanda vesayet makamı, vasinin sunduğu rapor ve hesapları kabul veya reddeder; gerektiğinde vesayet altındaki kişinin menfaatinin korunması için uygun önlemleri alır. (Vesayet Nedir)

Vasinin Sorumlu Olduğu Haller Nelerdir?

Vasi ve vesayet organlarının kendilerine yüklenen görevleri yerine getirmemeleri veya gereği gibi yerine getirmemeleri nedeniyle vesayet altındaki kişinin zarara uğramasına mümkündür. Bu tür durumlarda, vasi veya vesayet organı, ortaya çıkan zararı gidermekle yükümlü tutulabilir. Vesayet altına alınan kişiye vasinin tek başına zarar vermesinin mümkün olduğu gibi, vesayet makamlarının da ihmali veya kasıtlı davranışları ile zarara sebep olmaları mümkündür. Ancak bu kimselerin sorumlu tutulabilmeleri için hukuka aykırı bir fiil, kusur, zarar ve nedensellik bağı unsurlarının bir arada bulunması şartı aranır.

Medeni Kanun’un 467. maddesine göre vasi, görevini yerine getirirken, kusurlu davranışı ile yaptığı işlemlerden doğan zararlardan tek başına sorumlu olur. Buna karşılık devlet, vesayet dairelerinde görevli olanların hukuka aykırı olarak sebebiyet verdikleri zararlardan birinci sırada (doğrudan doğruya) sorumlu olduğu gibi; vasi, kayyım ve yasal danışmanlara tazmin ettirilemeyen zararlardan da ikinci sırada sorumludur. Zararı tazmin etmek zorunda kalan devlet, zararın doğmasında kusurlu olanlara rücu hakkına da sahiptir. Zararın doğmasına kusurları ile sebep olanlar, rücu hakkını kullanan devlete karşı müteselsilen sorumlu olurlar.

Vesayet Altındaki Kişinin Mallarının Satışı Nasıl Yapılır? Vesayet Nedir?

Yukarıda vesayet nedir ve vasilik nedir sorularına cevap vermiştik. İfade ettiğimiz üzere vasi, kısıtlının malları üzerinde tasarrufta bulunabilmesi için vesayet makamı olarak Sulh Hukuk Mahkemelerinden izin almak zorundadır. Aynı zamanda vasi, yapmak istediği satış, bağış ve benzeri tasarrufun kısıtlının yararına olduğunu da ispat etmek ile mükelleftir.

Medeni Kanun 444. maddesine göre taşınmazların satışı, vesayet makamının talimatı uyarınca ve ancak vesayet altındaki kişinin menfaati gerekli kıldığı hâllerde mümkündür. Taşınmazın satışında, vesayet makamının bu iş için görevlendireceği bir kişi tarafından açık artırmayla yapılır. Vasi de açık arttırmada hazır olacaktır. İhalenin tamamlanması için, vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinin satış işlemini onaylaması gerekir. Bu tür durumlarda onamaya ilişkin kararın, ihale gününden başlayarak on gün içinde verilmesi gerekir. Ancak denetim makamı, taşınmazın niteliğini veya değerinin azlığını göz önüne alarak pazarlıkla satışa da karar verebilir. Taşınmazın pazarlıkla satışı, istisnaî olarak ve özel durumları gerçekleşir.

Anılan hükümde söz edilen vesayet makam, Sulh Hukuk Mahkemeleri; denetim makamı ise Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Buna göre Sulh Hukuk Mahkemeleri kısıtlının mallarının satışı için görevlendirdiği bir satış memuru aracılığı ile pazarlık ya da açık arttırma yolu ile satışa izin verebilir. Bu işlemler yapılırken vasinin hazır bulunması şartı aranır.

Sulh hukuk mahkemesini verdiği satış talebine ilişkin izin kararı denetime tabidir. Buna göre; izin kararı, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından onanmadan satışa konu edilemez. Asliye hukuk mahkemesi, satışın açık arttırma ile pazarlık yolu ile mi yapılacağına dair bir karar verir. Bu karar satışın şekline ilişkindir yoksa Asliye Hukuk Mahkemesinin Sulh Hukuk Mahkemesinin verdiği kararları denetleme gibi bir görev ve yetkisi söz konusu değildir.

Vesayet makamı; vasinin, kısıtlının malları konusundaki satış talebini değerlendirir. Buna mukabil satışın kısıtlının yararına olduğuna kanaat getir ise satış talebini kısmen veya tamamen kabul ederek bir karar verebilir. Satışına karar verilen kısıtlı mallarına kıymet takdiri yapılabilmesi için vesayet makamı tarafından bir bilirkişi görevlendirilir. Ardından bilirkişinin belirlediği kıymetten aşağı bir bedelin altında olmamak üzere malın pazarlık usulü ile ya da açık artırma ile satılmasına karar verebilir. Her iki şekilde de verilen kararın denetim makamı olan Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından onanması zorunludur. Asliye hukuk mahkemesi, bu anlamda pazarlık yolu ile satılmasına karar verilen kısıtlı mallarının açık artırma yolu ile satılmasına ya da tam tersi şekilde açık artırma ile satılmasına karar verilen kısıtlı mallarının pazarlık yolu ile satılmasına karar verebilir. (Vesayet Nedir)

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/4983 E., 2020/1724 K. 10.03.2020 T.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 444. maddesinde de vesayet altındaki kişinin taşınmazlarının ne şekilde satılacağı düzenleme altına alınmış olup, hükümde ”Taşınmazların satışı, vesayet makamının talimatı uyarınca ve ancak vesayet altındaki kişinin menfaati gerekli kıldığı hallerde mümkündür. Satış, vesayet makamının bu iş için görevlendireceği bir kişi tarafından vasi de hazır olduğu halde açık artırmayla yapılır ve ihale vesayet makamının onamasıyla tamam olur; onamaya ilişkin kararın ihale gününden başlayarak on gün içinde verilmesi gerekir. Ancak denetim makamı, istisnai olarak özel durumları, taşınmazın niteliğini veya değerinin azlığını göz önüne alarak pazarlıkla satışa da karar verebilir.” denilmiştir. (Vesayet Nedir)

Somut olayda ise, kısıtlının mevcut hastalığı nedeniyle halen vesayet altında olduğu ve adına kayıtlı taşınmazı vesayet altında iken mahkemeden izin alınmaksızın tapuda vekil eliyle yaptığı işlemle devrettiği sabittir. Yukarıda açıklanan yasa hükümleri karşısında vesayet makamından izin alınmadan yapılan taşınmaz satışına geçerlilik tanıma olanağı bulunmamaktadır. O halde, davalıya yapılan temlikin yolsuz olduğu ve korunmayacağı ortadadır. Bu nedenle davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bu gerekçe ve sonucu itibariyle herhangi bir isabetsizlik yoktur. (Vesayet Nedir)

Vasilik hakkında merak edilen hususlar ile ilgili bizimle iletişim kurabilirsiniz.

 
Yazar Hakkında

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. İstanbul Barosu'na bağlı olarak avukatlık hizmeti vermektedir. Uzmanlık alanı, aile hukukundan kaynaklanan davalardır. Boşanma avukatı olarak Milliyet/Pembenar ekinde köşe yazarlığı yapmaktadır.

Yorumlar

    Yorum Bırak