Menü
Nafaka Davaları

Süresiz Nafaka Hakkında 14 Soru / 14 Cevap

Süresiz Nafaka

Süresiz nafaka hakkında merak edilenleri bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, aşağıda bulunan yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda randevu almak için bizlere ulaşabilirsiniz.

Süresiz Nafaka Nedir?

Süresiz nafaka olarak isimlendirilen yoksulluk nafakası, boşanma sonrasında yoksulluğa düşecek olan tarafın, daha ağır kusurlu olmamak koşuluyla diğer eşten, isteyeceği nafaka türüdür. Süresiz nafaka nedir sorusuna da aynı cevabın verilmesi mümkündür.

Medeni Kanunun 175. Maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası, süresiz nafaka olarak hükmedilebilmektedir. Yoksulluk nafakası, ömür boyu nafaka olması sebebiyle süresiz nafaka olarak nitelendirilmekte ve tartışma konusu olmaktadır. 

Yoksulluk nafakası, aylık ödeme şeklinde hükmedilmektedir. Ancak süresiz nafaka olarak bilinen yoksulluk nafakasının toplu olarak ödenmesi de mümkündür. Yoksulluk nafakası (süresiz nafaka) toplu olarak hükmedildiğinde, süreli nafaka olarak belirlenmektedir.

Süresiz Nafaka

Süresiz Nafaka Şartları Nelerdir? 

Süresiz nafaka olarak bilinen yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için üç şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir. Gerekli şartları taşıyan eşe nafaka ödenir. Buna göre kapsamda yoksulluk nafakası şartları şunlardır:

a. Yoksulluk nafakası talep eden eşin, ağır kusurlu olmaması gerekir.

Yoksulluk nafakası talep eden eşin, diğer eşten daha ağır kusurlu olmaması yeterli kabul edilmektedir. Eşlerin denk kusurlu sayılması durumunda da yoksulluk nafakası talep etmek mümkündür. Hatta kusursuz eşin de yoksulluk nafakası ödemesine karar verilebilir. Yoksulluk nafakası 2021 yılında da bu şartlarda bir değişiklik bulunmamaktadır.

b. Talep eden eşin, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir.

Yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için talep edilen nafaka miktarının açık ve tereddüt bırakmayacak şekilde bildirilmesi gerekir. Talepte bulunulmaması haline hakim, kendiliğimden yoksulluk nafakasına hükmedemez. Bu yönde bir talepte bulunulması halinde hakim, talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğini araştırır. Yoksulluk nafakasının belirlenmesinde en önemli kriter ekonomik hayat standartlarıdır.

Yargıtay, yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların “yoksul” kabul edilmektedir. Süresiz nafaka 2021 yılında da bu şartlarda bir değişiklik yapılmamıştır.

Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşması gerekir.

c. Boşanma kararının kesinleşmiş olması gerekir.

Yoksulluk nafakasının hesaplanacağı tarih, boşanma kararının kesinleştiği tarihtir. Boşanma kararı kesinleşmeden yoksulluk nafakasından söz edilemez.

Süresiz Nafaka Yargıtay Kararları Nelerdir?

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2-1893 E. 2019/546 K. 9.5.2019 T.

“Tarafların gelir durumları karşılaştırıldığında davacı kadının emekli olduğu, düzenli ve yeterli gelirinin olduğu, hâlihazırda oturduğu bir evinin bulunduğu, bu hâliyle tarafların gelir durumlarının birbirine denk olduğu ve davacı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinden söz edilemeyeceği belirgin olup, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2-2417 E. 2019/871 K. 4.7.2019 T.

“Tanık beyanları, mahkemenin bozma öncesi ve bozma sonrası verdiği kararların gerekçesinde de yer aldığı üzere kadının evine yabancı bir erkeğin geldiğinin beyan edildiği, delillerin değerlendirilmesi neticesinde davacı- davalı kadının başka bir erkekle sadakatsiz davranış içerisine girdiği, eşini istemediğini söylediği, eşinin yeğenine “söyleyin boşanma davası açsın” dediği, davalı- davacı kocanın da, eşine ve ortak çocuğa şiddet uyguladığı, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmakla; evlilik birliğinin sarsılmasında davacı-karşı davalı kadın, davalı-karşı davacı erkeğe göre daha fazla kusurlu olup; eşit kusurlu kabul edilmesi ve davacı-davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.”

Yoksulluk Nafakası Nasıl Belirlenir?

Yoksulluk nafakası, eşlerden birinin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması ve boşanmaya sebep olan olaylarda daha ağır kusurlu olmaması şartıyla hükmedilir. Yoksulluk nafakası miktarı belirlenmesinde ise eşlerin evlilik birliği içerisindeki ekonomik-sosyal hayat şartları göz önüne alınır. Eşlerin ekonomik ve sosyal hayat şartları her olayın özelinde değişiklik göstermektedir. Eşlerin ekonomik hayat standartlarında yapılacak araştırma sonrasında hâkim, takdir hakkını kullanarak yoksulluk nafakasını tayin eder. Ancak yoksulluk nafakası miktarı talebi aşmayacak ve makul olacak şekilde belirlenmelidir.

Tarafların ekonomik durumlarının tespiti bakımından SED araştırması ismi verilen sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılmaktadır. SED araştırmaları, mahkemeler tarafından yoksulluk nafakasının tayin edilmesinde büyük öneme sahiptir. Bu araştırma için mahkeme, tarafların ikametgâhlarının bulunduğu kolluk kuvvetine müzekkere yazmaktadır. Yazılan bu müzekkerede kolluğa, tarafların kazançlarını, yan gelirlerini, sahip olduğu taşınmazları, sahip olduğu araçları, çocuk sahibi olup olmadığını, sağlık sorunlarını araştırmasını emretmektedir. Kolluk tarafından yapılacak bu araştırma bir tutanak olarak hazırlanmakta ve mahkemeye gönderilmektedir. Mahkemeye gönderilecek bu tutanaklar ise hükmedilecek yoksulluk nafakasının tayininde dikkate alınmaktadır. Bununla birlikte taraflar adına kayıtlı taşınmaz, araç, banka hesap bilgileri, kurumlara yazılacak müzekkereler ile elde edilecek bilgiler de yoksulluk nafakasının miktarının belirlenmesinde büyük öneme sahiptir.

Tedbir nafakası

Evlilik Sözleşmesi Nafaka Sorumluluğunu Ortadan Kaldırır Mı?

Yoksulluk nafakasının amacı, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı korumaktır. Bu sebeple yoksulluk nafakasının, diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat olarak değerlendirilmemesi gerekir. Bu durumun sonucu olarak eşler arasında yapılacak evlilik sözleşmesi nafaka sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Eşler evlilik sözleşmesi yapmış olsalar bile yoksulluk nafakasına dair sorumlulukları devam edecektir. Bu tür durumlarda yoksulluk nafakasının kaldırılması şartları incelenmelidir.

İlerleyen Yıllarda Artacak Şekilde Süresiz Nafakası Bağlanabilir Mi?

Nafakanın ödeme biçimine dair düzenlemeler yapan MK 176 gereğince hâkim, talep edilmesi durumunda irat biçiminde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini de karara bağlayabilir. Bu kapsamda yoksulluk nafakası talebinde bulunan eşin, bu nafakanın ilerleyen yıllarda paranın alım gücü ve ihtiyaçlarına uygun olarak artırılmasını talep etmesi mümkündür. Uygulamada bu yönde bir talepte bulunulması halinde mahkemeler, paranın alım gücünü göz önüne alarak şartların oluştuğuna kanaat getirdiğinde TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arıtılmasına karar verebilmektedir.

Asgari Ücretle Çalışan Taraf, Yoksulluk Nafakası Talep Edebilir Mi?

Yoksulluk nafakası, eşlerden birinin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması ve boşanmaya sebep olan olaylarda daha ağır kusurlu olmaması şartıyla hükmedilir. Yoksulluk nafakası miktarının belirlenmesinde ise eşlerin evlilik birliği içerisindeki ekonomik-sosyal hayat şartları göz önüne alınır.

Yargıtay içtihatlarına göre yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayan kişiler, “yoksul” kabul edilmektedir. Ancak Yargıtay içtihatlarına göre asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemektedir. Bu kapsamda asgari ücret seviyesinde gelire sahip taraf da yoksulluk nafakası talep edebilir. Bu tür durumlarda ise yoksulluk nafakasının miktarı, elde ettiği gelir, günün ekonomik koşulları ve tarafların sosyal durumları değerlendirilerek takdir edilmelidir.

Süresiz nafaka son dakika gelişmesi konusunda Yargıtay tarafından yapılan değerlendirmelerde önemli tespitlere yer verilmiştir. Bu kapsamda nafaka ile ilgili Yargıtay kararları şu şekildedir:

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2-1579 E. 2018/673 K. 4.4.2018 T.

“Somut olayda, mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına dair yapılan araştırma sonucu dosya içine giren 10.10.2012 tarihli tutanakta davalı kadının ev hanımı olduğu bildirilmesine karşın, 05.06.2013 tarihli tutanakta bir peynir fabrikasında aylık asgari ücretle çalıştığı belirtilmiş, bunun yanında bir kısım tanıklar da davalının çalıştığı yönünde beyanlarda bulunmuşlardır. Bu durumda davalı kadının sürekli ve düzenli bir gelirinin bulunup bulunmadığı hususu tam olarak açıklığa kavuşmuş değildir. O hâlde mahkemece, davalı kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise bunun sürekli mahiyette olup olmadığı, gelirinin düzenli ve yeterli olup olmadığı hususu araştırılarak yoksulluk nafakasi istemi hakkında bir karar verilmesi gerekir”

İstifa Eden Eş, Süresiz Nafaka Alabilir Mi?

Eşlerden birinin, boşanma davasının açılmasından hemen önce ya da dava süresinde kendisini yoksul göstermek adına işyerinden istifa etmesi dürüstlük kuralıyla bağdaşmaz. Yoksulluk nafakasının belirlenmesinde ise tarafların ekonomik durumları yanında dürüstlük kuralları da dikkate alınır. Bu kapsamda dürüstlük kurallarına aykırı ve hakkın kötüye kullanılmasına neden olacak şekilde işyerinden kendi rızasıyla istifa eden taraf lehine yoksulluk nafakası hükmedilmemesi gerekir. Benzer şekilde kendi kusurlu davranışları sebebiyle iş akdine son verilen veya yeteneği olmasına rağmen çalışmayan eş lehine de yoksulluk nafakasına hükmedilmesi mümkün değildir.

Ayrıca yoksulluk nafakası bir cezalandırma olmadığından fiilen çalışabilecek olup da çalışmayan kişilerin nafaka talep etmeleri diğer tarafa angarya yüklenmesi anlamına gelir. Bu nedenle nafaka talep eden kişinin yaşına, daha önceki çalışma hayatına, çocuğu olup olmadığına, fiilen çalışmasını engelleyecek bir durumun bulunup bulunmadığına, kendisinden çalışmasını istemenin dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığına ve evliliğin süresine bakılmalıdır. Bu konuda nafaka ile ilgili Yargıtay kararları şu şekildedir:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/6836 E. 2019/7645 K. 24.6.2019 T.

“Dosya içindeki davacı kadının çalıştığı bankadan gönderilen ihbarnamede davacı kadının 19.11.2014 tarihinde işten ayrıldığı bildirilmiş, dinlenen tanıklar da davacı kadının iş akdinin feshedileceğini düşünerek kendisinin istifa ettiğini beyan etmişlerdir. İşinden kendi isteği ile ayrılan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez.” 

Nafaka Hapis Cezası

Cezaevindeki Eşin Yoksulluk Nafakası Ödemesine Hükmedilebilir Mi?

Yoksulluk nafakasının belirlenmesinde en önemli kriter eşlerin ekonomik ve sosyal hayat standartlarıdır. Eşlerden birinin cezaevine girmesi halinde çalışması ve gelir elde etmesi kendisinden beklenilemez. Bu kapsamda cezaevinde bulunan eşten yoksulluk nafakası talep etmek de olanaklı değildir. Ancak cezaevinde bulunan eşin, kendine ait malvarlığı ve bu malvarlıklarından gelirleri varsa diğer şartların da gerçekleşmesi halinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi mümkündür.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/17625 E. 2018/5907 K. 2.5.2018 T.

“Her ne kadar davalı erkeğin cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmez ise de, dosya kapsamında yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davalı erkeğin herhangi bir geliri ve malvarlığının olmadığı tespit edilmiştir. Cezaevinde bulunan, hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan davalı erkek nafaka ile sorumlu tutulamaz. Bu durumda davacı kadının kendisi için istediği tedbir nafakası ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir” 

Süresiz Nafakanın Kaldırılması Davası Nasıl Açılır?

Yoksulluk nafakasının kaldırılması davası açılabilmesi için belirli şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu kapsamda yoksulluk nafakasının toplu olarak ödendiği durumlarda kaldırılmasını talep etmek mümkün değildir. Ancak aylık düzenli olarak ödenmesine karar verilmesi durumunda yoksulluk nafakasının kaldırılması belirli durumlarda mümkündür. Buna göre nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü halinde yoksulluk nafakası kendiliğinden kalkar. Bu tür durumlarda yoksulluk nafakasının kaldırılması için dava açılmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Nafaka borçlusu, hakkında başlatılmış icra takibi varsa nafaka alacaklısının evlendiğini ya da öldüğünü ispat edecek şekilde nüfus kaydını sunarak devam eden nafakaların kalktığını beyan edebilir. Nafaka son dakika kanun değişikliği yapılmadığı sürece yasal düzenlemeler bu şekildedir.

Nafaka alacaklısının, evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi durumlarında mahkeme kararı ile yoksulluk nafakasının kaldırılması mümkündür. Bu tür durumlarda yoksulluk nafakasının kaldırılması davası açılması gerekir.

Yoksulluk nafakası (süresiz nafaka) kaldırılması Yargıtay kararları ile şekillendirilmiştir. Bu kapsamda yoksulluk nafakası kaldırılması Yargıtay kararları şu şekildedir:

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-1009 E. 2019/1179 K. 14.11.2019 T.

“Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Eldeki davada kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebeple yoksulluğa düşen davacı bel rahatsızlığı sebebiyle işten ayrılmak zorunda kalmıştır. Gündelik işlerde çalıştığı, düzenli bir gelirinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. 23.12.2014 tarihli dava dilekçesi ile davacı, nafaka ödemelerini büyük güçlükler içinde yaptığını artık ödeme imkânının kalmadığını belirtmiştir. Davalı da nafaka alacağı için İcra Mahkemelerine şikâyetlerde bulunduğunu, davacının bir kez beraat edip, bir kez de tazyik hapsiyle cezalandırıldığını, sonuncu şikâyetinin ise hâlen derdest olduğunu 03.03.2015 tarihli cevap dilekçesinde bildirmiştir. Dolayısıyla, boşanma sonrasında yapılan nafaka ödemelerinin de büyük güçlüklerle gerçekleştirildiği nafaka borçlusunun ödeme zafiyeti içinde bulunduğu kuşkusuzdur.

Tarafların eldeki davada tespit edilen mali durumlarından davacının gündelik işlerde çalışıp aylık gelirinin 500,00 -750,00TL arasında değiştiği, davalının ise sigortalı bir işte çalıştığı ve aylık 1.000,00TL gelirinin bulunduğu görülmektedir. Bu durumda da, nafakanın kaldırılması hakkaniyete, yoksulluk nafakasının temelinde yatan sosyal ve ahlaki fikre uygun düşecektir.”

Yoksulluk Nafakasının Azaltılması veya Artırılması Mümkün Müdür?

Nafakaların ödeme biçiminin düzenlendiği MK 176 gereğince yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat şeklinde hükmedilebilmesi mümkündür. Bu kapsamda yoksulluk nafakasının toplu olarak hükmedildiği hallerde yoksulluk artırılmasını veya azaltılması mümkün değildir. Ancak yoksulluk nafakasının aylık düzenli olarak ödenmesine karar verildiği durumlarda tarafların ekonomik şartlarında değişikliklerin olması veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde yoksulluk nafakasının artırılması veya azaltılması talep edilebilir. Yoksulluk nafakası (süresiz nafaka) ne zaman kesilir sorusuna da bu bilgiler doğrultusunda cevap vermek mümkündür. 

Paranın alım gücünün azalması, nafaka alacaklısının hayat standartlarının düşmesi, buna rağmen nafaka borçlusunun ekonomik standartlarının fazlasıyla iyileşmesi durumlarında nafakanın artırılması talep edilebilir. Yine benzer şekilde nafaka borçlusunun işini kaybetmesi, hastalanıp çalışma gücü kaybı yaşaması, nafaka alacaklısının düzenli ve sürekli bir gelire kavuşması gibi durumlarda yoksulluk nafakasının azaltılması davası açılabilir.

Nafakanın artırılmasına veya azaltılmasına ilişkin davaların kabul edilmesi durumunda karar tarihinden değil; dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere nafakaya hükmedilir. 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-1522 E. 2019/1140 K. 5.11.2019 T.

“Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmediği gibi, taraflar arasındaki önceki nafaka dava dosyalarında yapılan ekonomik sosyal durum araştırma tutanaklarıyla da değişiklik olmadığı sabittir. Bu durumda, yedi yıl önce kararlaştırılan yoksulluk nafakasının paranın alım gücünü yitirmesi ve bu süre içerisinde davacının ihtiyaçlarının doğal olarak artması sonucunda en azından değerinin düştüğü bir gerçektir. Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; yoksulluk nafakasına hükmedilen tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre dikkate alınarak artırım yapılması gerektiği açıktır. O hâlde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekir…”

Süresiz Nafakada Zamanaşımı Olur Mu?

Yoksulluk nafakası konusunda iki ayrı zamanaşımı bulunmaktadır. Bunlardan ilki yoksulluk nafakasının tahsilinde karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda yoksulluk nafakası, tahsili bakımından 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Tahakkuk ettiği tarihten itibaren 10 yıl içerisinde talep edilmeyen nafakalar, zamanaşımına uğrar. Söz gelimi 2010 yılının Ocak ayı ve öncesi döneme ilişkin nafakaları 2020 yılının Ocak ayında zamanaşımına uğrayacaktır. Nafaka son dakika 2021 yılında da bu şartlarda bir değişiklik yapılmamıştır.

Yoksulluk nafakasında zamanaşımının karşımıza çıktığı bir diğer husus ise MK 178 hükmünde düzenlenmiştir. Bu hüküm gereğince boşanma davasından sonra açılacak yoksulluk nafakası (süresiz nafaka) davaları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Bu sebeple boşanma davası nafaka talebinde bulunulmamışsa, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren en geç bir yıl içerisinde dava açılması gerekir. Aksi durumda yoksulluk nafakası (süresiz nafaka) talepleri zamanaşımına uğrayacaktır.

Yoksulluk Nafakasına İlişkin Davalarında Hangi Mahkemeler Görevli ve Yetkilidir?

Yoksulluk nafakasına ilişkin davalar, aile hukukundan doğan davalardandır. Bu sebeplerle bu davalar bakımından görevli mahkeme aile mahkemesi; aile mahkemesinin bulunmadığı yerde ise aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemelerin görevli mahkemede açılıp açılmadığı, kamu düzeni ile ilgilidir. Bu sebeple taraflarca görev konusunda itirazda bulunulmamış olsa da davaya bakan hakim bu hususu kendiliğinden ele alıp yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verebilir.

Nafaka davalarında yetki kurallarının belirlendiği MK 177 gereğince boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Medeni kanunda özel olarak belirtilen bu yetki kuralı kesin nitelikte değildir. Bu sebeple yoksulluk nafakasının artırılmasına, azaltılmasına veya kaldırılmasına ilişkin davaların yetkisiz mahkemede açıldığı durumlarda, cevap dilekçesi ile birlikte yetki itirazında bulunulması ve yetkili mahkemenin de gösterilmesi gerekir. Aksi durumda yetkisiz mahkeme, yetkili olacak ve davaya bakmaya devam edecektir.

Boşanma Kararından Sonra Yoksulluk Nafakası Talep Edilebilir Mi?

Yoksulluk nafakası, açılacak boşanma davasının içerisinde talep edilebileceği gibi, boşanma davası sonuçlandıktan sonra da talep edilebilmektedir. Yoksulluk nafakasının, boşanma davası ile birlikte talep edilmesi halinde ayrıca bir harç ödemek gerekmeyecek, kabul veya reddi durumuna göre bir avukatlık ücreti de çıkmayacaktır. Ancak boşanma davası sonuçlandıktan sonra açılacak bir dava ile yoksulluk nafakası (süresiz nafaka) talebinde bulunulması halinde, bu davalar nispi harca tabi olacaktır. Bu sebeple bu davalarda dava değeri üzerinden harç ile kabul veya reddi oranında avukatlık ücreti ödenmesi gerekecektir.

Boşanma davasından sonra açılacak yoksulluk nafakası (süresiz nafaka) davaları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğramaktadır. Bu sebeple boşanma davasında yoksulluk nafakası (süresiz nafaka) talebinde bulunulmamışsa, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren en geç bir yıl içerisinde dava açılması gerekmektedir. Aksi durumda yoksulluk nafakası talepleri zamanaşımına uğrayacaktır.

Yazar Hakkında

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. İstanbul Barosu'na bağlı olarak avukatlık hizmeti vermektedir. Uzmanlık alanı, aile hukukundan kaynaklanan davalardır. Boşanma avukatı olarak Milliyet/Pembenar ekinde köşe yazarlığı yapmaktadır.

Yorumlar

    Yorum Bırak