Menü
Nafaka Davaları

İştirak Nafakası Hakkında 15 Soru / 15 Cevap

İştirak nafakası

İştirak nafakası hakkında merak edilenleri bu yazımızda bulabilirsiniz. Sorularınızı, aşağıda bulunan yorumlar bölümünden iletebilirsiniz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyduğunuzda randevu almak için bizlere ulaşabilirsiniz.

İştirak Nafakası Nedir?

İştirak nafakası, velayet hakkı kendisine verilmeyen anne veya babanın, çocuğunun bakım, eğitim, sağlık ve benzeri giderlerine kendi gücü oranında yapacağı ekonomik katkıdır. Her anne-baba, velayeti kendisine verilmemiş olsa da, çocuğunun bakımı için gerekli masraflara ekonomik gücü oranında katılmak zorundadır. Anne ve babanın, kendi çocuklarına dair bakım borçları, çocuğun ergin olmasına kadar devam etmektedir.

İştirak Nafakası Hesaplama Yöntemi Nedir? 

Medeni Kanunun 330. Maddesi “Nafaka miktarının takdiri” başlığını taşımaktadır. Bu kanun maddesine göre:

Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.

Nafaka her ay peşin olarak ödenir.
Hakim istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

Medeni Kanundaki bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere nafaka miktarının hesaplama yöntemi bakımından üç önemli kriter bulunmaktadır. Bu kriterlerden ilki, müşterek çocuğun ihtiyaçlarıdır. Nitekim bu nafakaya hükmedilmesinin asıl amacı, çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Bu kapsamda nafaka belirlenirken öncelikle çocuğun eğitim masrafı olup olmadığı ele alınmaktadır. Zira günümüzde bir çocuğun en önemli gider kalemini eğitim masrafı oluşturmaktadır. Müşterek çocuğun gitmiş olduğu kurslar, sosyal aktiviteler de nafaka hesaplama yönteminde dikkate alınmaktadır. Benzer şekilde müşterek çocuğun sağlık giderleri, yaşı, giyim masrafları da nafakanın belirlenmesinde önem taşımaktadır. 

İkinci kriter annenin ekonomik durumu; üçüncü kriter ise babanın ekonomik durumlarıdır. Bu kapsamda mahkeme, iştirak nafakası ile ilgili değerlendirme yaparken hem annenin hem de babanın ekonomik durumunu araştır. Mahkeme tarafından yapılan bu araştırmada; tarafların kazancı, yan gelirleri, mal varlıkları, hayat standartları ve alım güçleri göz önünde bulundurulmaktadır.

İştirak Nafaka Miktarı Maaşın Yüzde Kaçıdır?

Uygulamada iştirak nafakasının belirlenmesinde üç önemli kriter bulunmaktadır. Mahkeme, bu kriterlere göre nafaka miktarı takdir etmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere nafaka miktarında, davaya bakan hakimin takdir hakkı büyük öneme sahiptir. Bu sebeple iştirak nafaka miktarı maaşın yüzde kaçıdır sorusunun cevabına bir oran üzerinden cevap verebilmek mümkün değildir.

Mahkemeler, tarafların ekonomik durumlarının tespiti amacıyla sosyal ekonomik durum araştırması yapmaktadır. Bu araştırmalara, SED RAPORU denilmektedir. Yargıtay içtihatlarında, SED raporlarına büyük önem verilmekte ve dosyada bulunmamasını eksiklik olarak kabul etmektedir. Bu sebeple SED araştırması, taraflar talep etmemiş olsa dahi mahkeme tarafından kendiliğinden yapılmaktadır. SED araştırması için mahkeme, tarafların yaşadığı adresin bağlı olduğu emniyete veya jandarmaya müzekkere yazar. Bu müzekkereyi alan emniyet veya jandarma, hem anne hem de baba bakımından ayrı ayrı araştırma yürütmektedir. Mahkeme ile görevlendirilen emniyet veya jandarma, tarafların özellikle gelirlerini ve malvarlıklarını sorgulamaktadır. Ancak bu sorgulama çoğunlukla tarafların beyanlarına göre yapılmaktadır. Kolluk kuvvetinin tarafların banka hesaplarını kontrol etme veya tapudan bilgiler elde etme yetkisi bulunmamaktadır.

Mahkeme, nafakayı, çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumlarını gözeterek takdir eder.

İştirak nafakası

İştirak Nafakası Nasıl Ödenir?

Velayetin sahibi olmayan eşin, kendi çocuğunun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması gerekir. Dolayısıyla anne ve babanın, kendi çocuklarına dair bakım borçları, çocuğun ergin olmasına kadar devam etmektedir. Bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakasında öncelikli olan husus, çocuğun korunmasıdır. Bu sebeple hakim, velayeti kendisine verdiği tarafa talep etmemiş olsa dahi kendiliğinden nafakaya hükmedebilir. Ancak velayet sahibi, çocuk için nafaka istemediğini açıkça bildireme hakkına sahiptir. Bu durumda çocuk için herhangi bir nafakaya hükmedilmeyecektir. Kamu düzenine ilişkin olan bu nafaka türünün aksine yoksulluk nafakası kamu düzenine ilişkin değildir. Bu sebeple yoksulluk nafakasında talep edilmezse nafakaya hükmedilemez.

İştirak nafakasında, çocuğun ortaya çıkan düzenli masraflarının düzenli olarak karşılanması önemlidir. Bu sebeple mahkemeler, nafakayı sının kural olarak aylık düzenli ödemeler (irat) şeklinde yapılmasına karar verir. Ancak taraflar, nafakanın toplu olarak ödenmesi konusunda da mutabakata varabilirler. Bu tür durumlar velayet sahibi olmayan tarafın eğitim ödemesine dair taahhütte bulunması şeklinde gerçekleşmektedir.

İştirak Nafakası Ne Zaman Başlar?

İştirak nafakası; boşanma, ayrılık, evliliğin butlanı veya feshine ilişkin davaların kesinleştiği tarihten itibaren başlamaktadır. Burada belirleyici tarih, bu yöndeki kararların kesinleştiği tarihtir. Kararın kesinleştiği tarih, iştirak nafakası bakımından büyük öneme sahiptir. Nitekim, kesinleşmeden önceki nafakalar tedbir nafakası olarak isimlendirilmektedir.

İştirak Nafakası Ne Zaman Kesilir?

İştirak nafaka şu durumlarda sona ermektedir:

  • Çocuk ergin olduğunda nafaka kendiliğinden kesilmektedir. Bu tür durumlarda yeni bir dava açılmasına ya da mahkemeye başvurulmasına gerek bulunmamaktadır. Çocuk ergin olduğu tarih, nafakanın da kendiliğinden sona erdiği tarihtir.
  • Velayet değiştirilmesine karar verildiğinde nafaka borcu da ortadan kalkar. Velayeti alan taraf, çocuğa bizzat bakacağı için nafaka ödemek zorunda kalmaz.
  • Nafakanın mahkeme kararı ile kaldırıldığı durumlarda nafaka borcu sona erer. Nafakanın kaldırılmasını talep edebilmek için, nafaka ödemenin kendisinden beklenmeyecek derecede olması gerekir. Söz gelimi hiçbir malvarlığı veya geliri olmayan bir akıl hastasından nafaka ödemesi beklemek mümkün değildir.
  • Yine cezaevinde olan ve hiçbir malvarlığı olmayan bir kişiden kazanç elde ederek çocuğuna bakmasını beklemek mümkün değildir. Bu tür durumda nafaka borçlusunun, mahkemeye başvurması ve nafakanın kaldırılmasını istemesi gerekmektedir. Açılan bu davada nafakanın kaldırılması gerektiğinin de ispat edilmesi şarttır.
  • Son olarak ise çocuğun ya da nafaka borçlusunun ölümü halinde nafaka borcu sona erer. Bu durumda nafaka borcu kendiliğinden sona ereceği için ayrıca bir dava açılmasına gerek olmaz.

İştirak Nafakası Kaç Yaşına Kadar Ödenir?

Müşterek çocuk, on sekiz yaşına gelip reşit oluncaya kadar nafaka ödenmesi şarttır. Ancak yukarıda da ifade ettiğimiz şekilde velayetin değiştirilmesi veya taraflardan birinin ölüm halinde nafaka kendiliğinden sona erer.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1024 E., 2019/1151 K. 07.11.2019 T.

“Ana babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası, çocuğun korunmasına yönelik olup, kamu düzenine ilişkindir ve hâkim talep bulunmasa dahi kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir.

İştirak nafakasını miktarının nasıl belirleneceği ise 4721 sayılı TMK’nın “Nafaka miktarının takdiri” başlıklı 330. maddesinin birinci fıkrasında; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında iştirak nafakasını miktarının yeniden belirlenmesi de mümkündür.
Nitekim 4721 sayılı TMK’nın “Durumun değişmesi” başlıklı 331. maddesi; “Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır” hükmünü taşımaktadır.

Buna göre hâkim ana baba veya çocuğun durumlarının değişmesine bağlı olarak iştirak nafakasını miktarını artırabilir, azaltabilir veya iştirak nafakasını tamamen kaldırabilir.
Görüldüğü üzere, iştirak nafakasını miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri; diğer bir ifade ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek belirlenmesi gerekmektedir.

İştirak Nafakası Evlenince Kesilir Mi?

İştirak nafakası, velayet kendisinde bulunmayan eşten ortak çocuğun bakımı için alınmaktadır. Bu durumun sonucu olarak bu nafakada asıl olan çocuğun üstün menfaatini koruyabilmektir. Tarafların kusur durumları ve boşanma sonrasındaki medeni halleri nafakanın değiştirilmesi veya kaldırılması için tek başına geçerli bir neden olarak kabul edilmemektedir. Görüleceği üzere nafaka borçlusu, evlendiğini iddia etse de nafaka devam eder.

İştirak nafakası

İştirak Nafakası, Yardım Nafakasına Dönüşür Mü?

Yukarıda da açıkladığımız üzere bu nafaka, çocuk ergin olduğunda bu nafaka kendiliğinden kesilir. Nafakanın kendiliğinden sona ermesinin sonucu olarak nafaka borçlusunun yasal olarak başvuruda bulunmasına gerekmez. Çocuk ergin olduğunda hak ve fiil ehliyetine bizzat sahip olur.

Bu kapsamda reşit olan çocuk, annesinden ya da babasından ekonomik destek alması gerektiğinde bu konuda ayrıca dava açması gerekmektedir. Çocuk, bizzat dava açmadığı sürece bu nafakanın yardım nafakasına dönüşmesi mümkün değildir. Yardım nafakası davasının, hak ve fiil ehliyetine sahip olan çocuk tarafından bizzat açılması gerekir.

Hangi Durumlarda İştirak Nafakasının Artırılması Davası Açılır?

İştirak nafakasına hükmedilmesinden sonra, çocuğun ihtiyaçlarında artışlar yaşanabilir. Böyle durumlarda velayet sahibi olan taraf, nafakanın artırılması için dava açabilir. Nafakanın artırılması davası açılabilmesi için, velayet altındaki çocuğun giderlerinde önemli nitelikte artış meydana gelmelidir.

Bu yönde davaların açılması halinde hâkim, çocuğun ihtiyaçlarında artış olup olmadığı ile anne-babanın ekonomik sosyal durumlarının ne yönde değiştiğini tekrar araştırarak karar verir.

Hangi Durumlarda Nafakanın İndirilmesi Davası Açılır?

Nafakanın indirilmesi davası açılabilmesi için, velayet altındaki çocuğun giderlerinde azalması ya da nafaka yükümlüsünün ekonomik durumunun olağanüstü şekilde bozulmuş olması gerekir. Nafakaya hükmedilmesinden sonra çocuğun ihtiyaçlarında azalmalar ya da tarafların ekonomik durumlarında esaslı değişiklikler yaşanabilir. Böyle durumlarda nafaka yükümlüsü olan taraf, nafakanın indirilmesi için dava açabilir. Bu yönde davaların açılması halinde hâkim, çocuğun ihtiyaçları ile anne-babanın ekonomik sosyal durumlarını tekrar araştırarak karar verir.

İştirak Nafakasının Kaldırılması Mümkün Müdür?

İştirak nafakası, anne-babanın çocuğa bakım yükümlülüğünün bir sonucudur. Bu sebeplerle velayet kendisinde olmayan anne veya baba, çocuğuna bakım yükümlülüğünden kural olarak kurtulamaz. Hatta velayet kendisine verilmeyen taraf, çalışmadığını, iş bulamadığını veya kendi masraflarını karşılayamadığını iddia etmiş olsa da nafakanın kaldırılmasını sağlayamaz. 

Çocuk için ödenecek nafakanın kaldırılması için, ciddi durumların olması gerekir. Söz gelimi nafaka borçlusu, çalışmasına engel olacak ciddi sağlık sorunları olduğunu ispat ederek nafakanın kaldırılmasını talep edebilmektedir. Bu tür durumlarda nafakanın kaldırılmasını talep eden kişinin, hiçbir malvarlığının da olmaması gerekmektedir. Zira sağlık probleminden ötürü çalışamıyor olsa da mal varlığı olan anne veya babanın, nafaka sorumluluğu devam edecektir.

İştirak Nafakası Davasında Hangi Mahkemeler Görevlidir?

Bu davalarda aile mahkemeleri görevlidir. Aile mahkemesinin olmadığı yerlerde ise genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Davaların görevli mahkemede açılıp açılmadığı, kamu düzeni ile ilgilidir. Bu sebeple taraflarca görev konusunda itirazda bulunulmamış olsa da davaya bakan hakim, bu hususu kendiliğinden değerlendirip görevsizlik kararı verebilir. Görev kamu düzeniyle ilgili olduğu için davanın her aşamasında görevsizlik kararı verilmesi mümkündür.

İştirak Nafakası Davasında Hangi Mahkemeler Yetkilidir?

Bu davalarda yetkili mahkeme nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak bu yetki kuralı kesin nitelikte değildir. Bu sebeple yetkisiz mahkemede açılan davaya karşı, cevap dilekçesi ile birlikte yetki itirazında bulunulması ve yetkili mahkemenin de gösterilmesi gerekir. Aksi durumda dava, yetkisiz mahkemede açılmış olsa bile mahkeme yetkili hale gelecektir.

İstanbul Adliyesi

Çocuk Nafakası İle İştirak Nafakası Arasındaki Farklar Nelerdir?

Medeni Kanunda nafaka türleri sınırlı sayı ilkesi ile belirlenmiştir. Bu kapsamda Medeni Kanun hükümlerine göre müşterek çocuklar için “çocuk nafakası” isminde bir nafaka türü belirlenmemiştir. İfade ettiğimiz bu kavram, toplumsal hayat içerisinde kişiler kullandığı bir ifadedir. Toplumda “çocuk nafakası” olarak isimlendirilen bu nafakanın hukuki anlamda karşılığı iştirak nafakasıdır. Ancak bu nafakanın geçerli olabilmesi için boşanma kararının kesinleşmiş olması gerekir. Bu kapsamda boşanma kararının kesinleşmesinden önceki nafakaya da tedbir nafakası denilmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere toplumda çocuk nafakası olarak bilinen nafaka türünün, hukuki olarak karşılığının tedbir nafakası ya da iştirak nafakası olduğunu söylemek mümkündür.

Ancak anne ve babaların, çocukları için ödeyebilecekleri nafaka türleri sadece iştirak ve tedbir nafakası ile de sınırlı değildir. Zira çocuk, 18 yaşını doldurmuş olsa dahi anne ve babanın ekonomik yardımına muhtaç olduğu durumlar yaşanmaktadır. Bu tür durumlarda reşit olan çocuk, bizzat dava açarak anne ve babasından yardım nafakası talep etme hakkına sahiptir. Bu nafaka da çocuğa ödendiği için toplumsal hayatta bu nafaka türü de “çocuk nafakası” olarak nitelendirilmektedir. Ancak tekrar ifade etmek isteriz ki kanunlarımızda “çocuk nafakası” isminde bir nafaka türü bulunmamaktadır. Uygulamada iştirak nafakası konusunda buna benzer hatalı değerlendirmeler yapılmaktadır.

Yazar Hakkında

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. İstanbul Barosu'na bağlı olarak avukatlık hizmeti vermektedir. Uzmanlık alanı, aile hukukundan kaynaklanan davalardır. Boşanma avukatı olarak Milliyet/Pembenar ekinde köşe yazarlığı yapmaktadır.

2 Yorumlar

  • sema
    04/07/2023 at 09:09

    Merhaba, anlaşmalı boşanma davamızda iştirak nafakası için her yıl ÜFE-TÜFE oranında arttırılması diye bir karar mevcut. karşı taraf üfeden tüfeyi çıkararak bu ödemeyi yapmak istiyor. karara göre bunun hesaplaması doğrumudur.

    Reply
    • Av. Yaşar Öksüz
      14/07/2023 at 13:45

      Merhaba Sema Hanım,

      Mahkemenin bu şekilde karar verildiği durumlarda, ÜFE ve TÜFE oranının ortalaması oranında artış yapılması gerekir. ÜFE’den TÜFE’yi çıkararak hesaplama yapılması gibi bir hesaplama yöntemi bulunmamaktadır. Belirttiğim şekilde hesaplamayı, “Nafaka Artış Oranı” isimli yazımızdaki nafaka hesaplama motorundan yapabilirsiniz.

      İyi günler.

      Reply

Yorum Bırak